Tacettin Kepenek’in “Matematik” isimli köşe yazısı;
“Matematik”
Çankırı milletvekili M. Emin Akbaşoğlu´nun yaklaşık bir ay önce seçim çalışması sırasında yaptığı çay simit konuşmasını, sosyal medyayı takip eden herkes izlemiştir. Sayın milletvekili konuşmasında Ak partinin iktidara geldiği 2002 yılı ile 2019 yılı arasında ki asgari ücreti,mukayese etmeye çalışıyor. Bu karşılaştırmayı da klasik çay simithesabı üzerindenyapmak istiyor ama eline yüzüne bulaştırıyor.Konuşması tepki toplayınca,yazılı açıklama yaparakkonuşmasınınçarpıtıldığını aslında 2002 yılında 117 dolar olan asgari ücretin bu gün 353 dolara çıktığınıve asgari ücretin dolar bazında üç kat arttığını ve bunu anlatmaya çalıştığını, söylüyor.
Bu muhtereminüzerine sinmiş olan maddi rahatlıkla,toplumun içinde bulunduğu ekonomik krizden hiç haberi yokmuş gibi yaptığı,ilkokul birinci sınıf matematik dersi(konuşması)aynen şöyle:
“Pekiii, kaç liraymış bekâr bir işçinin asgari ücretiiii?
2.020 lira. 2.020 lirayı koyduk kenara.
Bir çay bir simit 2 lira. Doğrumu?
Bir çay bir simit 2 lira.
Beş kişilik bir aile sabah kahvaltısında kaç lira tüketmiş olur.
10 lira. Üç öğün, 10*3, kaç lira?
30 lira. Evet, bir günde, bir ailenin gideri 30 lira.
Pekiiii, bir ay kaç gün?
30 gün, 30*30 eşittiiir,kaaaaç, kaaç? 900 lira.
Asgari ücret kaç liraydı? 2.020 lira.
2.020 eksi 900 ne yapar?
Efendim!Kaaaaaaç? 1.120 lira.
Demek ki, 1.120 lira cebinde kalıyor.
Daha mı kötü, daha mı iyi, Allah aşkına!
Soruyorum. Matematik yaptık muhterem.
Şöyle kalk bakiyim ayağa.”
Bu konuşma, bundan 20-25 yıl önce, Sivas´ınherhangi bir yerinde yapılıyor olsa idi, içimizden biri ( o söylemeden ) mutlaka ayağa kalkar ve bu konuşmayı yapan kişiye kestirmeden bağırır ve gerekeni söylerdi. Bu günkü Türkiye de geçim meselesi gittikçe ağırlaşırken böyle saçma sapan, anlamsız bir hesabın içine girip oluşturduğu algıyı dahi hesaplayamayan bir siyasetçi olmaz olsun.
Adam, beş kişilik bir aileyi hiçbir anlamı olmayan çay-simit safsatası ile bir ay boyunca yedirdi, içirdi, doyurdu, üstüne üstlük 1.120 lirayı da artırdı. İşsizliğin gençlerde %24´lere vardığı bir toplumda, iş bulabilenlerin alabileceği 2.020 lirayıbozdur, bozdur harca.
Bunun gibi siyasetçiler,kafalarındaki şeytanlığın hesabını millete yaptırmayı ve bu milletin korktuğu ne varsa, milleti onunla kandırmayı alışkanlık haline getirmişler. Çünkü bizim milletin dini hassasiyetleri ve Allah korkusunun yanı sıra, kanaatimce bir de matematik korkusu vehassasiyeti var. İşte böyle, arada birde olsa, siyasi utanmazlıkları matematikle formüle ettiklerini sananlar, ortaya çıkabiliyor.(Bir de X+Y=Z diyen var ki, o konuya hiç girmiyorum.)
ÖSYM´nin 2018 yılı üniversite birinci aşamasınavında (TYT) temel matematik sorularının doğru cevap ortalaması, 40 soruda 5,64 soru olarak gerçekleşmiş. Diğer bir deyişle matematik sorularının doğru cevaplanma oranı %14. Bu sonucun anlamı şu, matematik bilmeyen ve matematiğin doğal sonucu olarak analitik düşünce pratiğine sahip olamayan bir toplumuz.
Analitik düşünebilme pratiği olmayan bir toplumun siyasette, ticarette, sanayide, bilimde, sporda ve aslında her yerde,genel başarı oranı matematikte ki başarı oranı kadardır.
Bu nedenle, bu ülke insanının matematiği ne zaman geliştirilir, 40 soruda 15-20 soru çözecek düzeye getirilir ise işte o zaman bunun gibiler, o kürsülere çıkıp, matematik diye ilkokul 1. Sınıf aritmetiği ile milleti kandırmaya çalışmazlar.
Matematik,hayatın içinde ki her şeyin denklemini kurabilmektir. Veya var olan veya yaratılan çok bilinmeyenlidenklemleri çözebilmektir. Ve bu düşünce yetisine sahip olabilmektir. Bu düşünce yetisine sahip olan milletler, ancak ülkelerini kalkındırabilir ve refaha erdirebilir.
Tacettin Kepenek / Sivas Postası
