Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçyıldız, ayrılma kaygısı bozukluğu ve bu durumla başa çıkma yöntemleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Ayrılma kaygısı ile başa çıkmanın yolları!
Ayrılma kaygısı bozukluğu; bireyin sağlıksız bir biçimde bağlandığı kişiden ayrılma düşüncesiyle bile yoğun stres, korku ve kaygı yaşaması olarak tanımlanıyor.
Bu durumun zaman zaman herkesin yaşayabileceği olağan endişelerden farklı olduğunu belirten Üçyıldız, özellikle bireyin gelişim süreciyle bağdaşmayan bir tutuma işaret ettiğini söyledi. Ayrılma kaygısının hem çocuklarda hem de yetişkinlerde görülebildiğini belirten uzman, bozukluğun yalnızca çocukluk dönemine özgü olmadığını, 20’li yaşlardan sonra da yoğun şekilde ortaya çıkabildiğini ifade etti.
Ayrılma kaygısının temel belirtileri
Ayrılma kaygısı bozukluğunu tanımak için bazı semptomlara dikkat edilmesi gerektiğini belirten Üçyıldız, bu belirtileri şöyle sıraladı:
• Sürekli ayrılma korkusu yaşamak,
• Bağlanılan kişinin başına kaza gelme, hastalanma ya da ölme ihtimalini sürekli düşünerek kaygılanmak,
• Endişe nedeniyle sosyal etkinliklerden kaçınmak,
• Yalnız kalma ve bağlı olunan kişiden uzak olma korkusu,
• Ayrılma endişesine eşlik eden kabuslar,
• Karın ağrısı, kusma, baş ağrısı ve mide bulantısı gibi fiziksel belirtiler.
Ayrılık kaygısını azaltmak için öneriler
Üçyıldız, ayrılma kaygısı bozukluğunun üstesinden gelmek için uygulanabilecek bazı yöntemleri de paylaştı:
• Aşırı ve gerçek dışı endişe halinin farkında olmak ve bu durumu kabullenmek,
• Belirsizliğe yönelik toleransı artırmayı öğrenmek,
• Kaçınma davranışından vazgeçerek kaygı duyulan durumlarla yüzleşmek,
• Gevşeme egzersizleri, nefes teknikleri ve düzenli fiziksel aktivite gibi destekleyici yöntemlere başvurmak.
Kaygının günlük yaşamı olumsuz etkilemeye başladığı durumlarda mutlaka profesyonel destek alınması gerektiğini vurgulayan Üçyıldız, “Ayrılma kaygısı bozukluğu; kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilen bir rahatsızlıktır. Doğamızda var olan ayrılma endişesini anksiyete sorunundan ayırt etmek, sürecin doğru yönetilmesi açısından büyük önem taşır. Bu nedenle en güvenilir yöntem bir uzmana başvurmaktır.” dedi.
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler