DOLAR 34,0838 % 0.18
EURO 38,0957 % 0.07
STERLIN 45,3369 % 0.03
FRANG 40,2636 % 0.36
ALTIN 2.843,67 % 0,51
BITCOIN 63.748,02 2.961

Nesrin Öztürk Salgar “Siz çocuk oldunuz mu?”

Yayınlanma Tarihi : Google News
Nesrin Öztürk Salgar “Siz çocuk oldunuz mu?”

Bu hafta çok detaylı ve devamı olan bir konuyla karşınızdayım. Siz çocuk oldunuz mu? Çocukluk yaşadınız mı? Sorusunu sorup sizden yorum yapmanızı istiyorum..

Nesrin Öztürk Salgar “Siz çocuk oldunuz mu?”

Çocuk ve çocukluktan başlayıp dijital ebeveynlik, yeni nesil ebeveynlik, e-ebeveynlik, youtuber anneliğini değerli hocalarımızın yazmış olduğu tez ve makalelerden aktarmaya çalışacağım . Derya İşlek Dönmez’in yazmış olduğu yayınlanmış yüksek lisans tezinden alınan bilgiler eşiğinde konumuza giriş yapayım.

Çocuk toplumun en küçük yapı taşıdır. Doğduğu andan itibaren çevresi tarafından anlaşılmasa da aslında etkileşim başlar. Anne ile doğumdan hemen sonra güven duygusu başlar ve bu güven ömür boyunca tüm yaşamına etki eder. Babalar sıyrıldık zannetmesin işin içinden önce anne ile sonra babayla güven bağı kurar ve hayatı bu güvenle şekillenir.

Çocukluk tarihin her döneminde farklılık göstermiş aynı toplumun farklı kültürlerinde bile farklıdır.

ANTİK CAĞDA ÇOCUKLUK

Antik çağda çocuklara yeterince önem verilmemiştir. Kiliseye göre çocuk günahkar doğmaktadır. Çünkü suna inanılır ilk günah işlenilmemiş olsaydı muhtemelen çocuklar doğar doğmaz konuşacaklardı.

İlk Günah Ney Derseniz?

Bebeğin konuşma yeteneğinden yoksun fiziksel ve mental yetersiz olması ilk günahtır. Dolayısıyla devlete ve topluma yararı olmayan güçsüz, zavallı, günahkâr olan  çocuklar öldürülmeliydi. Bir de fakirse aile hem aileye hem devlete gereksiz bir yüktü. Mutlak otorite baba olduğundan çocuğun öldürülmesine de yaşamasına da baba karar vermekteydi. Çocuk yaşasa bile en iyi yol onu manastıra yollamak ya da zengin soylu ailenin yanına köle olarak verilmeliydi. Annenin bu konuda söz sahibi olması mümkün değildi. Çocuğun doğup doğmamasının kararı bile babadaydı. Antik cağda annelik ya da ebeveynlikten bahsetmek mümkün dahi değildi.

Esas olan şey devlet bu dönemde çocuklar iyi bir vatandaş olmak zorunda devletlerarası borçlarda bile çocuklar rehin alınıp verilirdi. Bu dönemde erkeklerin durumu kız çocuklarına göre daha iyiydi. Özelikle itibarlı ailelerin erkek çocukları kültürlü olmak zorundaydı herhangi bir spor dalı ile ilgilenmeleri ve bir müzik aleti çalmaları gerekirdi.

Bu dönemde bazı milletlerde şartlar daha insancıldı. Eski Mezopotamya uygarlıklarında kız çocukları da erkek çocukları gibi erken yaşta eğitim görmekteydi. Burada daha adaletli ve eşitlikçi uygulama var denilebilir ve kötü şartlarda daha umut verici gözükmektedir. Spartalılarda da durum iyi gibi kız çocukları da erkek çocukları gibi eğitim alıp bir müzik aleti çalmalarına izin verilirdi. Mısırda ise; soy kız çocuklarından yürüdüğünü inanılır ve kız çocuklarının eğitimi başta olmak üzere kız çocukları birçok alanda önem görmüşlerdir. Hatta yönetimde dahi yer almışlardır. Göçebe ve savaşçı toplumlarda kız çocukları evde temizliğin ve köleliğin bir parçası olarak görülmemektedir.

Dini inanışlar ve dini ritüelleri yüksek toplumlarda bebek, çocuk günahla bağdaştırılıp bebeklikten itibaren çocuklar toplumdan ayrıştırılıyor. Ne gariptir ki annenin memesini emen çocuk günahkar ilan edilip çocuk suçlanıyor. Bu durum anlaşıldığı üzere kilisenin ve otoritenin gücünü artırma çabasından başka bir şey değil.

Antik çağda bu kadar içler acısı bir durum varken tarihsel olarak orta çağda sizce durum nasıl çocukları neler bekliyor dersiniz? Daha mı iyiye gidiyor yoksa daha mı kötüye? Düşüncelerinizi bize iletin.

Büyük Sivas Haber

YORUM YAP