Kemal Sunal’ın aramızdan ayrılışının üstünden tam 24 yıl geçti. Gül Sunal da eşine özlemini sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla dile getirdi.
Usta oyuncu Kemal Sunal’ın ölümünün 24. yılı!
Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden merhum sanatçı Kemal Sunal, 3 Temmuz 2000 tarihinde ‘Balalayka’ filminin çekimleri için bindiği Trabzon uçağında geçirdiği kalp krizi sonucu 55 yaşında hayatını kaybetmişti.
Filmleri hala ilgiyle izlenen sanatçı, 24’üncü ölüm yıl dönümünde de unutulmadı.
Kemal Sunal’ın eşi Gül Sunal, kızı Ezo Sunal ve oğlu Ali Sunal’ın paylaşımı duygulandırdı.
“Kemal!”
“Birbirini gerçekten seven iki kişiden biri ölürse eğer, gerçekte ölen hayatta kalandır. Kemaaaaallllll !!!! Cemil Meriç böyle demiş gerçekten de öyle oluyor bil istedim…. 03.07.2000 hayat durmuş bana da ben çabalıyorum…
Çok yoruldum ..”
Ali Sunal, annesinin paylaşımına kayıtsız kalmadı. Babasının izinden giderek oyuncu olan Ali Sunal, annesine “Ne yorulması, torunların seninle oynamaya bayılıyor. Öyle bir şansın yok gülüm.” sözleriyle karşılık verdi.
Babasının ölüm yıl dönümünde nostaljik bir kareye yer veren 46 yaşındaki oyuncu, şu mesajı yazdı:
“Çok özledim babam”
“Bugün gibi bir yaz gününden bu fotoğraf eski yazlık evimizden. Bu sene 24 yıl oldu sen gideli ve ilk defa bu sene sensiz hayatım senle geçirdiğim hayatımı geçti süre olarak. Çok özledim babam. Umarım bir yerden beni, annemi, kardeşimi, kurduğum ailemi, torunlarını görüyorsundur. Torunların gördükleri anda seni tanıyor ve çok merak ediyorlar. Onlara gücüm yettiğince tanıtacağım, yaşatacağım melek dedelerini. Seni çok seviyorum babam… #KemalSunal”
Ezo Sunal (40) ise babası Kemal Sunal’ı yanağından öptüğü fotoğrafa şu notu düştü:
“Son gece”
Babamla beraber geçirdiğimiz son gece bir 2 Temmuz gecesiydi; beraber izlediğimiz son film de -çok iyi hatırlıyorum- ‘Forrest Gump’tı. Film bittikten sonra bir sessizlik olmuştu. Filmden çok etkilenmiştik. Babamın duygulandığını fark ettikten sonra filmi düşünmeyi bırakıp, onu izlemeye başlamıştım. O yüzden çok iyi hatırlıyorum o anı. Babamın duygulandığını, bir filmden etkilendiğini belki de ilk kez fark etmiştim.
“Hayat bir kutu çikolata gibidir”
Ve oturup bir süre onu izlemiştim. İyi ki de öyle yapmışım. Şöyle diyordu filmde; ‘Hayat bir kutu çikolata gibidir, içinden sana ne çıkacağını asla bilemezsin.’Annem hep ilerleyebilmek için geçmişi arkanda bırakmalısın derdi.’ Güzel filmdi, güzel bir andı. Müziğini de çok çok severim, bu sene de babamı bu müzikle paylaşmak istedim.”