DOLAR 32,8695 % 0.05
EURO 35,6457 % -0.13
STERLIN 42,4123 % -0.04
FRANG 36,9728 % 0.31
ALTIN 2.550,53 % 0,21
BITCOIN 66.245,48 -1.108

Sözer Çoban “Spor Eğitiminde Karmaşa Devam Ediyor”

Yayınlanma Tarihi : Google News
Sözer Çoban “Spor Eğitiminde Karmaşa Devam Ediyor”

Son günlerde spor camiasında, ilkokullarda ‘’beden eğitimi ve spor derslerine; antrenörler mi, sınıf öğretmenleri mi yoksa beden eğitimi öğretmenleri mi girsin’’ tartışmaları ve hemen ardından bakanlıkların ilkokullarda görev yapan sınıf öğretmenlerinin kurslarla yetiştirilmesi ve Gençlik Ve Spor Bakanlığı’nda görev yapan antrenörlerin beden eğitimi derslerine girebilmesinin önünü açan ilgili protokoller gündemdeki sıcaklığını koruyor.

Sözer Çoban “Spor Eğitiminde Karmaşa Devam Ediyor”

Spor bilimciler, çocukların fiziksel ve zihinsel anlamda spora başlama yaşlarını genel bir çerçevede 04-10 yaş arası olarak açıklamışlardır. Ancak bu yaş grubunda olan çocukların performans ortaya koymalarından ziyade branşa özgü temel becerileri kazanması, sağlam bir altyapıya sahip olması ve temel ahlaki davranışların kazandırılması hedefi üzerinde duruyorlar.

Bir çocuğun herhangi bir branşta başarılı olması için iki ana unsur vardır: Birisi onun ilgisi diğeri yeteneğidir. Bu iki kritere göre yönlendirme yapıldıktan sonra gerekli gözlemler ve testler yapılarak o branşa uygunluk yordaması yapılır. Bir uygunluk tespit edilmiş ise süreç yukarıya doğru devam eder ancak uygunluk yoksa ilgi boyutundan yeniden başlanır ta ki en uygun branş bulunana kadar.

Başka bir açıdan değerlendirdiğimizde, sporun çocuklarımıza katkısını sadece fiziksel boyuta indirgemek onları küçük bir odaya hapsetmek gibidir. Zira değerler eğitimi, duygusal gelişim, takım ruhu, kazanma ve kaybetmeye yaklaşım, özgüven, sorumluluk alabilme, spor ahlakı, sporu gerçek yaşamla bağdaştırmak gibi sayamayacağımız birçok konu ve davranış ancak hem alandan gelen hem de pedagojik formasyon almış antrenörler ve beden eğitimi öğretmenleri tarafından kazandırılabilir.

Bu yaş grubu çocuklara spor eğitimi verecek antrenörlerin pedagojik bilgi ve beceri düzeyleri oldukça önemlidir. Eğitimde ekonomiklik ilkesi doğrultusunda alındığı düşünülen bu kararları desteklerken şu soruları sormakta da bir beis görmüyoruz. Alınan kararlar doğrultusunda devletimiz bu uygulamayla gerçekten kayda değer bir tasarruf sağlamış mıdır? Görevlendirilen personelin, projenin hedef davranışlarının ne kadarını gerçekleştireceğine inanılmaktadır? Kazanım elde edeyim derken yapılacak yanlış uygulamaların çocuklar üzerindeki tahribatı hesap edilmiş midir? Ayrıca Gençlik Ve Spor Bakanlığı’nın hali hazırda devam ettirdiği yetenek taraması projesi konuyla ilgili ihtiyaçları karşılamıyor mu? Oldukça duygusal ve ailelerine bağımlı bir yaş grubunda bulunan bu çocuklara, pedagojik formasyon almamış antrenörler tarafından eğitim verilmesi ne kadar doğrudur? Başka bir açıdan,  formasyonu olan ancak sporun içerisinden gelmeyen bir sınıf öğretmeninin böylesine önemli bir konuda alana nasıl bir katkı sunacağı düşünülüyor? İki bakanlık arasında yapılan protokol çerçevesinde, sınıf öğretmenlerine verilecek kısa süreli bir kurs hedeflere ulaşma noktasında yeterli mi? Dört sene boyunca eğitimini alan, onun öncesinde yıllarca amatör veya profesyonel spor yapan ve bizzat alanda olan beden eğitimi öğretmenleri bu işin neresinde?

Beden eğitimi öğretmenleri olarak ülkenin geleceği olan çocuklarımızın spora yönlendirilmesi amacı güden her türlü proje ve protokolü desteklemekle birlikte anaokulu ve ilkokul düzeyindeki çocuklarımızın içinde bulundukları dönemleri ve bu dönemlerin kendine has özelliklerinin olduğu gerçeğini de görüyoruz. Üniversitelerde, engellilerde beden eğitimi dersi dâhil olmak üzere her yaş grubuna ders verebilecek hem teorik hem uygulama içeriğiyle yetişen beden eğitimi öğretmenlerine böylesine önemli bir projede görev verilmemesi sürecin tam anlamıyla amacına ulaşamayacağının en büyük kanıtıdır. Ayrıca Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda görev yapan antrenör sayısı ve bu antrenörler arasında pedagojik formasyona sahip olanların sayısı da oldukça yetersizdir.

Bütün bu bilgiler ışığında gerek hedef kitlenin yaş grubu ve kazandırılmak istenen hedef davranışların niteliği bakımından, konunun en önemli paydaşlarından olan beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin görüşlerinin de alınması, sürece doğrudan dâhil edilmelerinin sağlanması hatta projenin bizzat yürütücüsü olmaları noktasında gerekli adımların atılması daha uygun olacaktır.

Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle.

Haber Merkezi / Büyük Sivas Haber

YORUM YAP