DOLAR 32,3674 % 0.14
EURO 34,8986 % -0.49
STERLIN 40,9656 % 0.16
FRANG 35,8744 % 0.08
ALTIN 2.325,13 % 0,20
BITCOIN 2.296.145 1.729

Gardaş Canını Yerim! İşte Sivas Ağzı!

Yayınlanma Tarihi : Google News
Gardaş Canını Yerim! İşte Sivas Ağzı!

Değerli Büyük Sivas okurları bu yazımızda sizler için Sivas Ağzı olarak bilinen ve sadece Sivaslıların anlayabileceği kelimeleri ve anlamlarını derledik.

Gardaş Canını Yerim! İşte Sivas Ağzı!

Birçok yörenin kendine has olarak kullandığı kelimeler gibi Sivaslıların da birçoğunun bildiği ve kullandığı kelimeler bulunuyor.

Bu kelimelerden aklımıza gelenleri şu şekilde derledik. Duymadığımız ve bilmediğimiz bir çok yöresel kelime de bulunabilir. Bu kelimeleri de siz hatırlatırsanız haberimize eklemiş oluruz.

Aba: 1. Abla, büyük kız kardeş; 2. Anne; 3. Üvey anne, analık.
Abrıl: Nisan Acer: 1.Taze ot, yeşillik; 2. Taze, yeni. Acışmak: Üzülmek, acı duymak, kederlenmek
Ağartı: 1.[ağran] Daha çok harman zamanındaki yoğurt, ayran ve sütten yapılan yiyecek ve içecekler.
Babik: [boluk] Olgunlaşmamış cevizin üzerindeki yeşil kabuk
Bağlam: Deste, demet, tutam
Bakraç: Kova
Cılga: İnce, dar, taşlı yol, patika
Çağla: Olgunlaşmamış ham ekşi meyve
Çalhama: Ayran
Çeltek: Çoban yamağı
Dahanah: Kadınların ziynet eşyası (altın)
Dekmik: [dekmük]
Tekme Dinelmek: [dikelmek] Ayakta durmak, ayağa kalkmak, dik durmak.
Dirgen: Sapları yaymak ya da toplamak için kullanılan araç
Ekeleşmek: Vücutça kuvvetlenmek, olgunlaşmak
Ekenek: Ekilecek, ekilmeye elverişli yer, tarla
Ferik: Kümes hayvanlarının civcivlikten çıkmış yavruları, piliç
Firik: 1.Olgunlaşmaya başlayan tahıl; 2.Çerez olarak yenen tahıl kavurması
Folluk: Tavukların yumurtladığı yer Galah: 1.Tezek yığınlarının her birine verilen ad; 2.Tandırın havalandırma yeri
Galıç: [galuç] Orak Hedik: 1.Haşlanmış buğday, bulgur, mısır, nohut vb. şeyler; 2. Taze fasulye
Helki: Su, süt vb. sıvı maddeleri koymak için kullanılan kova Ibrık: İbrik, içine su konan kulplu kap Ilışlamak: Suyu ılıştırmak İkilemek: Tarlayı ikinci kez sürmek, aktarmak
İpti: Önce
İyeşmek: 1.Tartışmak; 2.Geçimsizlik etmek
Kabayel: Lodos
Kakıç: [kahınç] Ayıp, kusur, pürüz
Kargış: [karış] İlenç, beddua
Kelek: Hayvanların boyunlarına takılan büyük çan, çıngırak
Külek: Tahta kap
Lağvete almak: Alay etmek
Lalık: 1.Tembel; 2. Kekeme
Loğ: Damın üzerini düzlemek için kullanılan silindir biçimindeki taş
Malamat olmak: Utanılacak durumda olmak
Mazı: Kağnı ve arabalarda iki tekerleği birbirine bağlayan kalın ağaç, dingil
Mıh: Büyük çivi
Modul: Hayvanları dürtmek için kullanılan ucu sivri değnek ya da değneğin ucundaki çivi, nodul
Nacak: Kısa saplı balta
Oğurcalık: Çocuk yemek önlüğü
Ohla: Oklava
Ohuntu: Düğün çağrısı ile birlikte gönderilen armağan
Ohuyucu: Düğüne çağrı yapan küçük kız veya kadın
Öcbe: 1.Geveze, çok konuşan; 2.Bilgiçlik taslayan, her şeye karışan; 3.İnatçı
Öfelemeç: Ufalanmış yufka ve peynirin karıştırılmasıyla yapılan yemek
Paa: Eski yıkık ev
Partal: Abartılmış söz, yalan
Peşli: Evlenecek kızın çeyizde giydiği giysi
Puhari: Ocak ve soba bacası
Saçı: Düğün armağanı
Sarat: [şadara] Büyük delikli kalbur
Savran: 1. Deveci; 2. Yük taşıtan
Saya: 1.Kadın giysisi, entari; 2.Yelek, cepken
Seten: 1.Bulgur, yarma dövülen dibek taşı; 2.Tahılın kepeğini ayırmaya yarayan, hayvan ya da suyla döndürülen dikey konulmuş değirmen taşı
Sıracalı: Kötü, mızmız
Sırımak: Sağlam ve sıkıca dikmek, çitimek
Sohu: Buğdayın dövülerek yarma haline getirildiği oyma taştan alet
Şarlak: [şarlağan, şırlağan]
Çağlayan Şaştımaşı: Evde bulunan sebze vb. şeylerden karıştırılarak aceleyle yapılan yemek
Şepik: [şapalah] Alkış
Şibermek: Çok şımarmak
Şire: Şıra, üzüm ve öteki meyvelerin suyu, şekerli su
Tapanlamak: Yeni ekilen tarlanın tohumunu kapatmak için sürgü çekmek, düzeltmek
Tavlanmak: şişmanlamak, semirmek
Tekesakalı: Kırlarda yetişen, ince uzun püskül yapraklı yenilebilir yemlik çeşidi
Telek: Kanatlı hayvanların kalın tüylerine verilen ad
Tepelik: Evlenecek kızın çeyizde kafasına takılan boncuklu pullu bez
Terlik: Beyaz patiskadan dikilen ya da yünden örülen takke, başlık
Tığ: 1.Savrulmuş harman tınazı; 2. Saman yığını Tohaç: Yün yıkamada kullanılan tahtadan yapılmış araç
Uğunmak: Ağlaya ağlaya bayılmak, kendini yitirmek
Urupla: Ölçü birimi, kasnaktan yapılmış yuvarlak buğday ölçüsü
Uşah: Uşak, çocuk
Üleşmek: Paylaşmak
Ülger: [ulger] Sabahyıldızı, Ülker
Üvez: Bir çeşit küçük sinek
Vargel: Ağaçtan yapılma dokumada iplerin arasını açmak için kullanılan araç
Verep: Bayır, yokuş, yamaç
Yaba: Harmanda tahıl saman karışımını savurmakta kullanılan büyük çatal şeklindeki tahtadan yapılmış tarım aleti
Yağlama: Yağlanmış yufka ekmeği
Yağlaş: [yağlaç] Un ve su karıştırılarak pişirilip üstüne yağ dökülerek yenilen bulamaç
Yedecek: Saban okunun ön ucundaki deliğe boyunduruğu tutturmak için geçirilen, kalın demir ya da ağaç çivi
Yozucu: Düğüne davet için dolaşan kişi
Yüklük: Yatak, yorgan, kilim dizilen dolap
Zağar: Köpek
Zelve: Öküzün boyunduruktan çıkmaması için boyunduruğa geçirilmiş eğri değnek
Zerze: 1.Kapı halkası; 2. Askılı kilit Zıvga: Altı dar üstü geniş pantolon gibi giyilen erkek giysisi

Büyük Sivas Haber


YORUM YAP