

Hüseyin Aktaş’ın "İlahi Hitaba Kulak Verenlerin Şenlenip Şereflendiği Bir Aydır Ramazan!.." isimli köşe yazısı;
"İlahi Hitaba Kulak Verenlerin Şenlenip Şereflendiği Bir Aydır Ramazan!.."
Bir Ramazan ayını daha yarıladık.
Bildiğiniz gibi Kur'an Ramazan'da indirilmiştir. Yani Ramazan ayı Kur'an ayıdır. Kur'an'ın nazil olduğu bu ayda daha çok empati yapmak, daha çok Rabbimizin bize hitabıyla buluşmak ve hayatımızı onunla güzelleştirmek gerekir.
Kişi bu ayda kendi nefsi ile muhasebe yapmalı, diğer insanlarla daha güzel diyaloglar geliştirmeli yani empati kültürünü diri ve aktif tutmalıdır.
Ramazan ayı ilginç özellikleri olan bir aydır. İnsana alışılagelmişin dışındaki doğrularla tanışma imkanı sağlar. Başkasından çok kendimiz üzerine odaklanmamızı sağlar. Ve yine "insan"ı, "hayat"ı, "doğa ve tabiatı", "adalet ve "özgürlük" konularını yeniden anlamamızı sağlar. Tabiki bütün bu konulara zaman ayırmak/odaklanmak bizlere yepyeni bir insan olma fırsatı verir.
"Ramazan'da cevabı aranacak en anlamlı soru: İslam hakkında bildiklerim ne kadar doğru? İslam'ın doğrularını ne kadar doğru biliyorum ve yaşıyorum? Ölçüt: Akla, Kur'an'a ve yaratılışın yasalarına/ fıtrata aykırı olan hiçbir şey İslam açısından bağlayıcı ve belirleyici olamaz!.." Prof. Dr. Hasan ONAT
İslamileşmek insanileşmektir.
İnsan fıtrata en uygun din olan İslam'la kurduğu kuvvetli bağ sayasinde daha çok insanlaşması mümkündür.
Ne güzel tesbittir Aliya'nın şu tesbiti;
"Benim için yeryüzünde iyi, doğru ve güzel ne varsa onun adı İSLAM'dır!"
Çeşitli ayetlerden yola çıkarak şu cümleleri kurmak mümkündür.
Rabbimiz(cc) bizim için din olarak İslâmiyet'i seçmiştir. Allah(cc) katında tek din İslam'dır. Bize düşen;
1-Tek ve gerçek rehberlik olan Allah(cc)'ın rehberliğini benimsemek, barış, esenlik, teslimiyet yoluna girmek ve şeytanın adımlarını/yolunu takip etmemektir.
2- İnsan fıtratının kabule yatkın olduğu yolu tutmak; iyi olanı emretmek, haddini bilmez bilgisiz cahil kimselere aldırmamaktır.
Bunlar çeşitli ayetlerden esintilerdir.
Aklı aktif hale getirmek, bilime deĝer vermek, eleștirel düșünmeyi önemsemek ve kendimizi mazinin ipoteĝinden kurtarmak islami ve insani vecibedir.
Pakistan’lı şair Muhammed İkbal’in “Kaç bu Müslümanlardan, sığın Müslümanlığa!” sözü ne kadar ilginçtir değil mi?
Müslüman Müslümanca davranmalıdır. Müslümanlığımızın davranışlarımız üzerinde bir etkisi görülmeyecekse İslam'ı neden farklı bir kimlik olarak insanlığa önerelim ki? Bu ikilemden kurtulmalıyız. Ya Yüce Rabbimizin bizden istediği gibi, iyilik ve takva ile yardımlaşacağız ya da Müslümanlık iddiasından vaz geçeceğiz.
İslam iyi insan olma projesidir.
Ahh.Ahh.
Șu insani ilișkilerinde nobran, kaba, kırıcı, zedeleyici müslümanlarla karșılaștıkca keșke diyorum Kur'an bunlara da dokunsa da ahlaklarını Kur'an'la ahlaklandırsalar!
At çamuru. Tutmazsa izi kalır. Bunu en çokta Müslüman olduğunu iddia edenler Müslümanım diyenlere yapıyor!
Bundan tam 14. Asır evvel Mekke'de doğan vahyi iklimi iliklerine kadar hisseden bir kimsenin akıl tutulması yaşaması ve bilinç alaborasına maruz kalması asla düşünülemez. Bir insan hem Müslümanlık iddiasında bulunuyor hem de eylem ve söylemlerinde tutarsızlık söz konusu oluyorsa aklını, ruhunu ve benliğini vahiyle formatlamaktan başka çaresi yoktur!
Üstad Mehmet Akif ERSOY ne güzel söylemiş;
"İslamı öyle yaşa ki akıllar dursun. Sen ona buna değil Allah’a kulsun." Biliyor musunuz?
Tüm emir ve yasaklarının maksadı “ahlak sistemi” inşa etmek olan son din İslam tüm insanlık için umuttur.
Ve yine "ahlakın ölmediği" öğretisini tüm insanlığa deklare eden İslam tüm insanlığın sığınacağı tek ve son kurtuluş adasıdır. İslam olduğu iddiasında bulunan bir kimsenin iş, oluş ve eylemlerinde yapacağı iki şey vardır.
1. İnsanları sadece Rabbine davet etmek/ çağırmaktır.
2. Rabbimiz olan Allah(cc)'ın bak dediği yerden bakmak, dur dedği yerde durmaktır.
Bunu başarmak zor olmasa gerek. Zira dinde zorlama da yoktur zorlaştırma da yoktur. Dine zam yapanlara da dinden iskonto yapanlara da dindar gözüküp dinden geçinenlere fırsat vermemek gerekir.
Din dünyayı ve ukbayı güzelleştirmek için gelmiştir.
"Allah’a hoş gelen hayat ne şekilcilikte ne de merasimciliktedir!" R. Garaudy
İslam tüm yeryüzünün umudu olan bir dinse müslümanlar bu dinin neresindeler sizce?
Vakit aklımızı ve kalbinizi her türlü kirlerden ve nefretlerden, arındırma vaktidir.
Ramazan hayatımıza ne kattı dersiniz?
Etrafınıza bir bakın hele.
Etrafınızda çok güzel insanların yaşadığına, güzelliklerin ve iyilikleri dalga dalga yayıldığına dair bir çok örnekler görmeniz mümkün olacaktır!
Koskoca bir ay geçmişte elinize Kur'an'ı alıp anlamıyla buluşmak ve hayatınızı onun anlamı ile anlamladırmak konusunda bir gayretiniz olmamışsa işte şimdi dövünmek vaktidir bilesiniz. Bu pişmanlığı yaşamamak için hala vaktiniz var tabiki.
Biliyor musunuz?
Evimizde süslü kılıflarla sakladığımız Kur'an içerisinde hepimize hitap etmeyi bekleyen altı bin küsür ayet var.
Bu ayetlerin her birinin bize rehberlik/klavuz/yol gösterici olabileceğini, bizi karanlıklardan aydınlıklara yönlendirebileceğini, bize huzur güven ve esenlik verebileceğini hiç düşündünüz mü?
Hala o yüce Kur'an'ı mahzunluktan kurtarmanın ve Kur'an'dan mahrumluktan kurtulmanın vakti gelmedi mi?
Dua ile nihayete erdirelim isterseniz yazımızı:
Rabbim!Bu ramazan günlerinde sen bizleri muhatap aldın ve Kur'an-ı gönderdin, bizlere. Ve bizlere "Kulum!" diye hitap ettin. Ne kadar şükretsek, ne kadar dua ve niyazda bulunsak azdır sana!
Bizi Kur'an'ınla şenlendir ve şereflendir!
Sivas Memleket Gazetesi / Hüseyin Aktaş
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler

