

Tüm dünyayı saran Koronavirüs’e önceki hafta edebiyat dünyası açısından göz atmıştık. Bu hafta da geçmişin ve bugünün bilim dünyası açısından bakalım.
"Modern Çağda Öjeni: Koronavirüs" Adlı Köşe Yazısı
Hikâyeye en başından bakalım isterseniz. Öncelikle başlığımızda yazan “Öjeni” kavramının tanımını yapmakta fayda var.Öjeni Yunanca “eu-genes” yani “İyi doğan” anlamına gelir. İnsan genlerinin kalitesini düzeltmeyi ve iyileştirmeyi amaçlayan tüm etkinliklere verilen isimdir.Bunun örneğini günümüz dünyasında hayvanlarda görüyoruz. Mesela köpeklerde daha güzel ve sağlam ırklar oluşturmak için belirli cinslerin çiftleştirilmesi olayı gibi. Bu durumu insanlar için düşünelim. Zayıf ırkların kısırlaştırıldığını ve hatta öldürüldüğünü, bunun karşılığında güçlü nesillerin yaşaması gerektiğini savunan bilimsel ama bir o kadar etik dışı görüş.
Öjeni’den ilk bahseden filozof Platon. Tam olarak Öjeni olarak adlandıramasak da Platon Devlet isimli eserinde sağlıklı ve güçlü bireylerin devlet eliyle arttırılması gerektiğini savunur. Platon’un bu düşüncesinden yola çıkan birçok lider güçlü olanı arttırmayı amaçlarken zayıf olanı da öldürüp katliamları yasallaştıran birçok karara imza atmıştır. Tabii bu durumu katliamdan ziyade toplumsal bir kural olarak kabul eden medeniyetler de vardı. Mesela Spartalılar gibi…
300 Spartalı filmini izleyenler hatırlar. Çocuklar vahşi doğaya bırakılır,güçsüz olanlar elenirdi. Bu sayede güçlü ve safkan bir ırk yaratılması amaçlanmıştı. Ancak bu olayın literatüre tam olarak geçmesi 20. Yüzyılı buldu. Bu fikri büyüten ve geliştiren kişi evrim teorisini ortaya atan Charles Darwin’in kuzeni olan Francis Galton’dı. Ve ne yazık ki bu olayın temelinde yine evrim teorisi vardı. Evrim teorisi dendiğinde doğal seleksiyondan bahsedilir. Yani doğada hep güçlü kalan ayakta kalır. Kurtlukta düşeni yemek kanundur gibi…
Galton ise doğal seleksiyon yerine yapay seleksiyonu öne sürmüş ve genlerin insan eliyle düzeltip değiştirilebileceği fikrini ortaya atmıştır. “Zayıfları hızla öldürelim veya kısırlaştıralım, sadece güçlülerin üremesine izin verelim. Birkaç nesil sonra zaten bunun meyvelerini yeriz ve dünya daha güzel bir yer olur. “ fikrini ortaya atmıştır.
Ne yazık ki Galton’un bu fikri 20. Yüzyılın en popüler görüşlerinden biri olarak benimsenmiş ve Öjeni’nin en vahşi örneklerinitüm dünyanın yaşamasına sebep olmuştur. Özgürlükler ülkesi Amerika Öjeni’nin uygulamaya geçtiği ilk ülke olmuş, Öjeni merkezleri açılmış, başta Kızılderiler ve azınlıklar olmak üzere çoğalması istenmeyen tüm insan grupları kısırlaştırılmış ve öldürülmüştür. 1911 yılında genetik düzenleme amacıyla soy ağacı uygulaması başlatıldı. Başlatan ise John Harvey Kellogg’du. İsim tanıdık geldi mi? Hani devamlı reklamını gördüğümüz mısır gevreği Kellogg’s var ya, onun sahibi işte. Bağlantılar ilgi çekici.
Daha sonra devlet eliyle Ojeni kayıt merkezleri kuruldu. Bu merkezlerde çoğunlukla fakirler, azınlıklar ve göçmenler zayıf ırk oldukları gerekçesiyle kısırlaştırma uygulamaları başlatıldı. 1909 ve 1970 yılları arasında bugün ulaşabildiğimiz hastane kayıt bilgilerine göre yirmi binden fazla insan kendi istekleri olmadan zorla kısırlaştırılmıştır.
Bu yapılan insanlık dışı eylemler başka ülkelere ilham kaynağı olacaktı. Özellikle deNazi Almanya’sına… Hitler propaganda amacıyla yazdığı Kavgam kitabında Amerika’daki uygulamalardan övgüyle bahsetmiştir. Öjeni’yi Almanya’ya getiren ise yine Amerika olmuştur. Almanya’da kurulan genetik araştırma enstitülerinin finansal kaynaklarını Rockefeller vakfı üstlenmiş, Hitler’in büyük insanlık suçlarının dolaylı yoldan müsebbibi olmayı başarmıştır. Dünyadaki derin güçlerin kaynağı olarak iddia edilen Rockefeller ailesi burada da kendini göstermiştir. Manidar bağlantılar burada da devam ediyor.
Geçmişe baktığımızda nüfus kontrolü ve doğal seleksiyon dediğimiz güçlülerin ayakta kalması fikri dünyayı yöneten güçler için her tarihte bir şekilde uygulanmaya çalışıldığını görüyoruz. Bugünün dünyasında ise dünyanın gözünün önünde toplu katliamlar yapılması elli yıl öncesine göre daha zor olduğu için Covid-19 gibi bir hastalığın kasıtlı olarak dünyaya yayılmış olduğu tahminini yapmak çok da zor olmasa gerek. Üstelik bu şekilde yayılan hastalıklar, yayılmasını isteyen güçler tarafından kısa yoldan sonuca ulaşmayı sağlamakta ve kendilerini dünya önünde suçlu durumda bırakmaktan ziyade ilaç üretenler de kendileri olduğu için kapitalist sermaye gücüne güç katmaktadır. Ayrıca Covid’in küresel güçler açısından bir faydası da pandemi döneminin kapitalizmi zirveye taşıyacak olması gerçeği. Covid sayesinde küçük esnaf giderek yok oluyor, büyük şirketler daha da büyüyor, para ve güç tekelleşip zengin daha da zengin, fakir daha da fakir oluyor. Yani bir taşla bir sürü kuş…
Bu yazımızda Öjeni ve Korona bağlantısına kısa bir bakış atmaya çalıştık.Modern çağın Öjenisi olan Covid-19 hakkında yapabileceğimiz en doğru analizler tabii ki hastalık bittikten sonra olacak. Tabii biterse ya da bitmesine müsaade edilirse…
Büyük Sivas Haber
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler

