DOLAR 32,3325 % 0.24
EURO 35,0742 % -0.18
STERLIN 40,9789 % -0.12
FRANG 35,6891 % -0.07
ALTIN 2.279,66 % 0,09
BITCOIN 2.298.870 1.845

KOAH 40 Yaş Üstü Her 5 Kişiden Birinde Görülüyor

Yayınlanma Tarihi : Google News
KOAH 40 Yaş Üstü Her 5 Kişiden Birinde Görülüyor

A Life Hospital Sivas Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuncer Özkısa, günümüzde sıkça görülen ancak halk tarafından tam olarak bilinmeyen KOAH Hastalığı hakkında bilgiler verdi.

KOAH 40 Yaş Üstü Her 5 Kişiden Birinde Görülüyor

Uzm. Dr. Özkısa, “KOAH toplumumuzda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde görülür. Oysa 10 KOAH hastasının sadece biri doktora başvurmuş ve doğru tanı alabilmiştir. KOAH, dünyada yılda 2,9 milyon ölüme neden olmaktadır.” Dedi.

A Life Hospital Sivas Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuncer Özkısa, KOAH’ın [Kronik (Müzmin) Obstüktif (Tıkayıcı) Akciğer Hastalığı] nefes yollarında mikroplar tarafından oluşturulmayan bir iltihaplanmaya bağlı gelişen ilerleyici bir akciğer hastalığı olduğunu söyleyerek, “Sık görülen bir hastalık oluşmasına karşın, halkımız tarafından yeterince bilinmemektedir.” dedi.

ÖLÜM NEDENLERİ ARASINDA 3. SIRADA

Uzm. Dr. Özkısa, “KOAH toplumumuzda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde görülür. Oysa 10 KOAH hastasının sadece biri doktora başvurmuş ve doğru tanı alabilmiştir. KOAH, dünyada yılda 2,9 milyon ölüme neden olmaktadır. Günümüzde tüm dünyada 3. Ölüm nedeni haline gelen KOAH, tüm ölümlerin de %5,5’inden sorumludur. Türkiye’de solunum sistemi hastalıkları, en sık görülen 3. Ölüm nedenidir ve bu ölümlerin %61,5’i KOAH nedeniyledir. Toplumun KOAH konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması, hastalığın erken tanısını ve etkin tedavisini güçleştirmektedir.” İfadelerini kullandı.

SİGARA EN BÜYÜK DÜŞMAN

KOAH gelişimi için tüm dünyada en sık görülen risk faktörünün sigara olduğunu belirten Uzm. Dr. Özkısa, “Sigara içenler, içmeyenlere göre daha fazla solunumsal şikâyetlere, daha fazla solunum fonksiyon kaybına ve daha yüksek KOAH ölüm oranlarına sahiptirler. Pipo, Puro, Nargile ve çevresel tütün dumanı da KOAH gelişimine neden olabilir. Ayrıca KOAH genetik risk faktörleri ile birlikte özellikle biomas (odun, tezek, kök benzeri yakıt) kullanımına bağlı ev içi hava kirliliği ve tozlu-dumanlı işyerlerinde çalışmanın da en önemli çevresel risk faktörleri olduğu bilinmektedir. Son yıllarda önemi giderek artan bir şekilde vurgulanan “Fiziksel aktivitede azalma, hareketsizlik” de artık bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir.” Diye konuştu.

ŞİKÂYETLERİ GÖZARDI ETMEYİN

Uzm. Dr. Özkısa, “KOAH’lı hastalarda en sık görülen şikâyetler nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarmadır. Sigara içenler öksürük ve balgamın sigara içtikleri için normal olduğunu düşünürler ve bu şikâyetlerini kanıksarlar” diyerek şöyle devam etti; “Bu nedenle doktora başvurmazlar. Ancak zamanla nefes darlığı nedeniyle günlük aktivitelerinde azalma ortaya çıkar. Nefes darlığı olan kişi, yol yürümek istemez, günlük işlerini azaltır, çabuk yorulur, markete bile gitmeye çekinebilir. Sonunda evden çıkmamayı tercih eder hale gelir. Bu şekilde giderek artan fiziksel aktivite azalması, hastanın yaşam kalitesini bozarak hastalığın ilerlemesine sebep olur, sakatlık ve ölüme yol açar.”

ERKEN TANI ÖNEMLİ

KOAH’ın tanısının, basit ve ağrısız bir test olan “nefes ölçüm testi” ile kolayca konulabileceğini vurgulayan Uzm. Dr. Özkısa şunları söyledi; “Her müzmin hastalıkta olduğu gibi KOAH’ta da erken tanı koymak çok önemlidir. Bu nedenle 40 yaş üzerinde, sigara içmiş veya içmekte olan ve/veya meslek icabı veya çevresel ortam gereği tozlu yerlerde bulunan kişilerde eğer müzmin seyirli öksürük, balgam ve nefes darlığı şikâyetlerinden en az biri varsa bu kişinin en kısa zamanda göğüs hastalıkları uzmanına başvurması ve “Nefes ölçüm testi” yaptırması gerekir.

ÖNLENEBİLİR BİR HASTALIK

KOAH ilerleyici bir hastalık olmasına karşın önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. KOAH’lı bir hastanın yapması gereken ilk şey sigarayı bırakması veya bu amaçla bir doktora başvurmasıdır. Bunun dışında, diğer zararlı toz ve dumandan uzak durulması, grip ve zatürre aşılarının yapılması ve nefes yoluyla kullandığı ilaçlarını aksatmaması gerekir. İlaç tedavisinin yanı sıra fiziksel aktivite önerilmesi ve uygulanmasının sağlanması; hem hastalık gelişimi, hem de hastalığın ilerlemesi ve kötü sonuçlarının önlenmesinde önemli bir adımdır. Yeterli bir fiziksel aktivite için ağır egzersizlere gerek yoktur. Herkesin yapabileceği bir aktivite olan yürüyüş, düzenli fiziksel aktivitenin sağlandığı hemen hemen tüm yararları sağlayabilmektedir.”

Büyük Sivas Haber


YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.