DOLAR 32,3162 % 0.2
EURO 35,1419 % 0.02
STERLIN 41,0423 % 0.05
FRANG 35,8470 % 0.38
ALTIN 2.292,73 % 0,67
BITCOIN 2.293.294 2.361

Adalete Aykırı

Yayınlanma Tarihi : Google News
Adalete Aykırı

Anayasa Mahkemesi´nin sözde Barış Bildirisi´ne imza atan bazı akademisyenler hakkında verdiği karara bir tepki de Sivas Cumhuriyet Üniversitesi´nden geldi.

Bazı Akademisyenlerin Verdiği Karara Bir Tepki de CÜ’den Geldi

Rektörlükten yapılan yazılı açıklamada; “Anayasamızın 9. maddesinde belirtildiği gibi Türk milleti adına karar vermesi gereken Anayasa Mahkemesi´nin ‘hak ihlali´ kararının adalete ve hakkaniyete aykırı olduğu kanaatindeyiz” dedi.

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörlüğü yaptığı yazılı açıklama ile Anayasa Mahkemesi´nin sözde Barış Bildirisi´ne imza atan bazı akademisyenler hakkında verdiği karara tepki gösterdi.

Rektörlüğün, Anayasa Mahkemesi´nin 26 Temmuz tarihli kararına ilişkin yapılan açıklamada “11 Ocak 2016 tarihinde ‘barış için akademisyenler inisiyatifi´ adı altında Türkiye Cumhuriyeti´ni, kendi vatandaşlarının yaşam hakkı ve özgürlüklerine saldırmakla suçlayan bir grup sözde akademisyenlerle ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin ‘hak ihlali´ kararı vermesi, milletimizi, şehit yakınlarımızı ve gazilerimizi derinden yaralamıştır” denildi.

“SONUNA KADAR DESTEKLEYECEĞİZ”

Barış ve demokrasi maskesi altında bölücü amaçlarla yazılan sözde Barış Bildirisi´ne karşı 12 Ocak 2016 tarihinde akademi dünyasından ilk tepkiyi Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız´ın öncülüğünü yaptığı ve 2071 akademisyenin imzasıyla desteklediği “Türkiye İçin Akademisyenler İnisiyatifi”nin verdiğinin hatırlatıldığı açıklamada; “O gün olduğu gibi bugün de Sivas Cumhuriyet Üniversitesi olarak aynı duygu ve kararlılıkla Türkiye Cumhuriyeti´nin ve Türk milletinin bekası için her türlü terör örgütüne karşı yapılan ve yapılacak olan operasyonları desteklediğimizi ifade etmek istiyoruz. Anayasamızın 9. maddesinde belirtildiği gibi Türk milleti adına karar vermesi gereken Anayasa Mahkemesi´nin ‘hak ihlali´ kararının adalete ve hakkaniyete aykırı olduğu kanaatindeyiz. Güvenlik güçlerimizin anayasamızdan aldığı yetkiyle devletimizin bekası ve milletimizin huzuru için terör örgütlerine karşı yaptığı ve yapacağı tüm operasyonları dün olduğu gibi bugün de tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet şiarıyla sonuna kadar destekleyeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz” denildi.

12 Ocak 2016 tarihinde Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız´ın öncülüğünü yaptığı ve 2071 akademisyenin imzaladığı bildiride şu ifadelere yer verilmişti:

“Herkesin bildiği üzere üniversiteler, toplumsal değişimin öncülüğü yapan örgütlerin başında gelmekte; ekonomi, teknoloji ve sosyal alanlardaki çalışmalarıyla toplumu etkilemektedir. Bundan dolayıdır ki üniversitelerin ve akademisyenlerin özerk, bağımsız ve tarafsız olması önemlidir. Ancak söz konusu olan Türk Devleti´nin ve Türk Milleti´nin bekâsı ise bu ülkenin imkânları ile yetişen bir akademisyenin tarafsız olması elbette düşünülemez. Bu şartlarda bir akademisyenin taraf olabileceği tek yer Anayasa´mızda tarifi yapılan demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti´dir.

Son zamanlarda buldukları her fırsatta Türkiye Cumhuriyeti´ni karalamak ve aşağılamak için hiç çekinmeden iftiralar atan, yalan söyleyen ve kendilerini akademisyen olarak nitelendiren bir güruh, devletimizi işkence ve katliam yapmakla suçlamaktadır. Buna karşın aynı güruh, hak ve özgürlük bahanesiyle terör örgütü tarafından katledilen masum bebeklerden, öksüz ve yetim kalmış çocuklardan, şehit edelin ya da yaralanan polis ve askerlerden; yakılan, yok edilen millî, dinî ve tarihî servetten hiç bahsetmemektedir. Ağızlarından demokrasi ve barış sözlerini hiç düşürmeyenler, bu cinayetlerin asıl müsebbibi olan terör örgütünün adını nedense hiç anmamaktadır.

Kırk yıla yakın bir süredir kalleş ve alçak PKK terörünü yaşayan ülkemiz, maalesef sadece bu menfur örgütün kurşunlarına maruz kalmamış, bu ülkenin bilimsel ve teknolojik gelişmesine katkıda bulunması amacıyla kendi bağrında yetiştirdiği sözde akademisyenler tarafından da saldırıya uğramıştır. Onların şu anki tavır ve ifadeleri, dağdaki eşkıyanın kurşunlarından daha tehlikeli ve daha alçakçadır. Bu güruhun Türkiye Cumhuriyeti´nden talep ettikleri sözde barışın arkasında yatan hendek siyasetinin tek bir amacının olduğunu akıl ve vicdan sahibi herkes gibi biz de biliyoruz. İnanıyoruz ki, akademik ve insani her türlü hassasiyet ve gerçekten mahrum olan bu bildirinin tek bir amacı vardır: Terörle mücadeleyi akamete uğratmak ve güvenlik güçlerimizin moralini bozmak…

Sonuç olarak, bu kasıtlı ve akademik çehreli cahilane bildiriye reddiye olmak üzere ve Türk Milleti´nin gerçek duygu ve düşüncelerini temsil ve ifade arzusuyla hazırladığımız bu bildiriye imza atan bizler, bilinsin istiyoruz ki şu anda Sur´da, Silvan´da, Nusaybin´de, Cizre´de, Silopi´de ve daha pek çok yerde yapılan operasyonlara destek veriyoruz. Milletimizin huzuru için orada dikkat, samimiyet ve cesaretle çarpışan ve bu uğurda kendi çocuklarını yetim bırakan polis ve askerlerimizin sonuna kadar yanında olduğumuzu açıkça ifade ediyoruz.

Çanakkale´de düşmana karşı savaşmak için öğrencileriyle birlikte cepheye giden öğretmen ve öğretim elemanları gibi, ülkemize karşı yapılan bu menfur saldırılara kalemimiz ve yüreğimizle karşı koyacağımızı, operasyonlara sonuna kadar destek vereceğimizi, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti´nin belirlediği esaslar çerçevesinde barışı sağlamak için üzerimize düşen her türlü görevi yerine getireceğimizi taahhüt ve ilan ediyoruz.” (İrade)

Büyük Sivas Haber


YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.