Reklam
Reklam

“Vakit: Eriyen Sermayemiz”

blank
Vakit
blank
Haber Merkezi

Ahmet Kerim Artuk'un "Vakit: Eriyen Sermayemiz" isimli köşe yazısı;

"Vakit: Eriyen Sermayemiz"

Zaman, toprağın altından gelip genç bir bitkinin gövdesine ve yapraklarına dek tırmanan su damlaları gibi yükseliyor ömür ağacımızda. Büyütüp olgunlaştırıyor bizi. Hem aleni olan gövdemizi/ bedenimizi hem de zımni olan köklerimizi/ruhumuzu...  Yaş aldıkça yüzü de çizgileniyor insanın, kalbi de. Yaşanmışlığın çentikleri ruh beden ayrımı yapmıyor çünkü.

Hal bu iken, bu denli tesirliyken üzerimizde zaman, onun kıymetini bilmek gerekiyor, sahi ne çok duyuyoruz değil mi bu cümleyi? Zaman, en kıymetli hazinemizdir diyoruz. ,iyoruz. Yalnızca lafta kalıyor bu durum.

İnsan bir hazineye malik olacak da onu çarçur edecek, buna kargalar dahi güler.

Bir tek altınımız olsa da onu imha etmeye kalkışsak -hadi biz delirdik- etrafımızdakiler bizi vazgeçirmek için ellerinden geleni yaparlar. Peki ya boş ve anlamsız bir işle uğraşırken yani zamanı imha ederken kaç kişi bizi durdurmaya çabalar?

Zamanın ‘hazine’ olduğunu söyledikten sonra ‘zaman öldürmeye’ çalışmak apaçık bir çelişkidir. Zaman, bizim öldürmemiz gereken bir düşman değil, değerlendirmemiz gereken bir nimettir.

Asırlar evvel çok sıcak bir gün pazarda buz satan bir adamın şöyle bağırdığı işitilir: “Sermayesi eriyen şu adama yardım edin”

İşte zaman, bizim eriyen sermayemizdir. Eğer onu geç olmadan değerlendiremezsek erir ve su gibi akar gider. Hem de köklerimize uğramadan, yetiştirmeden bizi.

***

Öğrenmek istediğimiz mevzular, gezmek istediğimiz şehirler, konuşmak istediğimiz insanlar, yapmak istediğimiz etkinlikler...  Herkesin vardır böyle bir istek listesi, ki bu listeler ekseriyetle uzun olur. Bu kadar çok şeye bir ömür yeter mi deriz hatta bazen, sanki ne kadar yaşayacağımızı biliyormuş gibi. Ve genellikle erteleriz, yapılacak olan pek önemli işlerimizi.

Ertelemek...

Zamanın celladıdır desek yeridir. Bir işi ertelediğimizde daha iyisine vakit ayırıyorsak amenna. Fakat çoğu zaman, tembellik yüzünden erteler ve o anki zamanı atıl halde yani bomboş bir şekilde geçiririz. Rahmetli Şair Erdem Bayazıt bu konuyu bir dizesinde muhteşem bir şekilde özetler ve şöyle der :   “ Hep yarınları bekledi bu insanlar/Geldiğini hiçbir zaman fark etmediler.” Evet,  beklenen yarın şimdiki zamandan başkası değil.

Zamanın zamansız encamı insanı nereye götürür bilinmez, pek tabi bizim irademizi aşan bir irade de var. Fakat zamanın kıymetini aklen ve kalben iyi idrak edip bunu yaşantımıza aktardığımızda ne zaman nihayete ererse ersin dolu dolu bir ömür geçirmiş olacağımız muhakkak. Zamanınız hayırlı, ömrünüz bereketli olsun!

Ahmet Kerim Artuk / Büyük Sivas

Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler

Şenay Şimşek Haber Editörü
blank

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Bu Alana Reklam Verebilirsiniz
Lütfen Arayın

0544 433 1 555