Dijitalleşmenin hızla arttığı günümüzde bireylerin teknolojiyle olan ilişkilerini dengelemeleri gerektiğini vurgulayan Dijital Yaşam Enstitüsü Başkanı ve Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, “dijital diyet” kavramının dikkat dağınıklığı, uyku bozukluğu ve sosyal ilişki problemlerine karşı koruma sağladığını belirtti.
Uzmanı açıkladı: “Dijital diyet hayat kalitesini artırıyor”
Dijital bağımlılık yaşam kalitesini düşürüyor
Sosyal medya, akıllı telefon ve dijital oyunların yoğun şekilde kullanılması bireylerde dikkat eksikliği, uyku düzensizliği, sabırsızlık ve sosyal ilişkilerde kopukluk gibi sorunlara neden oluyor. Özellikle yatak odasında telefon ve tablet bulundurmanın melatonin hormonunun yeterince salgılanamamasına yol açtığını belirten Prof. Dr. Dilci, “Bu durum uyku kalitesini düşürüyor ve zihinsel yorgunluk yaratıyor. Ayrıca sürekli bildirimlere maruz kalan kişiler, zamanla dürtüsel ve aceleci davranışlar göstermeye başlıyor” dedi.
“Dijital diyet bir yaşam disiplini olmalı”
Prof. Dr. Dilci, dijital diyetin, bireylerin dijital araçlarla temasını bilinçli, sınırlı ve amaçlı hale getiren bir süreç olduğunu ifade etti. “Nasıl ki sağlıklı yaşam için beslenmemize dikkat ediyoruz, aynı şekilde dijital araçların zararlarından korunmak için de dijital diyet yapmalıyız” diyen Dilci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yoğun bir dijitalizm çağındayız. Dijital diyet, bireyin yaşamını kontrol altına alabilmek adına dijital temas alışkanlıklarını bilinçli ve sorumlu biçimde düzenlemesini sağlar. Bu da tıpkı beslenmede yapılan perhiz gibidir. Dijital temaslarımızı minimuma indirip her türlü dijital davranışımıza çeki düzen vermemiz gerekiyor.”
Dijital diyetin üç aşaması
Prof. Dr. Dilci, dijital diyetin üç aşamadan oluştuğunu belirtti:
- Farkındalık aşaması: Birey, bir hafta boyunca hangi dijital araçlarla, ne kadar süreyle ve hangi amaçla etkileşimde bulunduğunu gözlemleyerek “dijital yaşam risk haritası” çıkarır.
- Sınırlama aşaması: Gereksiz ve amaçsız dijital kullanım süresi 5 saatin üzerindeyse, bu durum ciddi bir dijital bağımlılık göstergesidir. Bu noktada sınır koymak gerekir.
- Sessiz moda geçiş aşaması: Bildirimlerin, uyarıcı seslerin ve sembollerin sessize alınarak kişinin dijital araçları kendi isteğiyle kullanabileceği bir düzene geçmesi hedeflenir.
Bu süreci yönetmekte zorlanan bireylerin profesyonel destek alması gerektiğini vurgulayan Dilci, “Dijital farkındalıktan kurtuluşa doğru ilerleyen bu süreç, bir yaşam kültürüne dönüşmeli” dedi.
“Yaşam kalitesi yüzde 35 oranında artıyor”
Bilimsel araştırmaların dijital diyet uygulayan bireylerde farkındalık düzeyinin yüzde 30 ila 35 oranında arttığını gösterdiğini aktaran Prof. Dr. Dilci, “Dijital diyetle birlikte bireylerin yaşam kalitesinde gözle görülür bir iyileşme, mutluluk düzeyinde artış ve dijital araçları kontrollü kullanma becerisi gelişmektedir” ifadelerini kullandı.
Dijitalleşmenin hızla arttığı günümüzde bireylerin teknolojiyle olan ilişkilerini dengelemeleri gerektiğini vurgulayan Dijital Yaşam Enstitüsü Başkanı ve Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, “dijital diyet” kavramının dikkat dağınıklığı,… pic.twitter.com/Zf9E78SI6R
— Büyük Sivas Haber (@buyuksivashaber) November 6, 2025
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler