

Kamil Koç’un "Teknoloji Bağımlılığı ve Uzaktan Eğitim" isimli köşe yazısı;
"Teknoloji Bağımlılığı ve Uzaktan Eğitim"
Bir nesne veya davranışa aşırı düşkünlük olarak tanımlanan bağımlılık kavramı genellikle sigara, alkol, uyuşturucu gibi maddelerin kullanımı ile ilişkili olarak değerlendirilmektedir. Ancak son yıllarda kumar, egzersiz, yeme, uyuma gibi bazı davranışların da bağımlılık yaptığı savunulmaktadır. Benzer durum bilgisayar, internet, çevrimiçi oyun, tablet, mobil telefon gibi teknolojik cihazlar ve uygulamalar için de geçerlidir. Bu teknolojilerin aşırı kullanımları kişilerde teknoloji bağımlılığına yol açabilmektedir.
Son zamanlarda bilgisayar, internet, tv ve akıllı telefonlar günlük yaşamımızın önemli bir parçası haline gelmiştir. Londra merkezli sosyal medya kuruluşu “We Are Social” 2017 “İnternet ve Sosyal Medya Kullanıcı İstatistikleri” raporuna göre, dünya nüfusunun %50’si internet, %37’si aktif sosyal medya ve %66’sı akıllı telefon kullanıcısıdır. Bu durum Ülkemizde de benzerlik göstermektedir. Türkiye İstatistik Kurumu 2019 yılı verilerine göre Türkiye nüfusunun % 88,3’ü internet kullanmakta ve internet kullanım amaçları arasında sosyal medya ilk sırada yer almaktadır. Ayrıca Türkiye’de hanelerin %96’sında cep telefonu bulunmaktadır.
Bu durum hem olumlu hem de olumsuz tarafları vardır. Olumlu tarafı ülkemizin geldiği teknolojik alt yapıyı gösterir. Okullarımızda kullandığımız akıllı tahtalar, bilgisayarlar, televizyonlar, cep telefonları, tabletler vs. sahip olmak zenginleştiğimizi gösterdiği gibi; doğru kullanılmadığı zaman sağlığımızı bozabilir.
Son yıllarda teknoloji bağımlılığı üzerinde çok ciddi çalışmalar yapıldı. Sayın Cumhurbaşkanımız daha bir iki ay önce "İnternetin sorunlu değil, sorumlu kullanımı giderek daha çok önemli hale gelmeye başladı. Teknoloji bağımlılığı bu tehditlerden sadece biridir. Günümüzde teknoloji bağımlılığı sebebiyle adeta 'modern köleler'e dönüşen yığınlarla karşı karşıyayız. İnsanların taciz edildiği, dolandırıldığı, onurlarının kırıldığı, lince tabi tutulduğu ve her türlü hakkının ihlal edildiği böyle bir sanal dünyaya asla teslim olmayacağız" demişti.
Covid-19 sebebiyle Cumhurbaşkanımızın üzerinde hassasiyetle durduğu bu husus göz ardı edilmeye başlandı. Vatandaşlarımızın evde kalması gereken bu süreçte bilgisayar, televizyon, cep telefonu, tablet vs. kullanımı gözle görülür şekilde arttı. Bu artış da ilerleyen günlerde başkaca sağlık problemlerine yol açacaktır ve maalesef salgından kaçarken başkaca bir sağlık problemini beraberinde getirecektir.
Pandemi sebebiyle bakanlığımızın eğitim öğretim faaliyetlerine dijital platformlarla(Eba, TRT İlkokul, TRT Ortaokul, TRT Lise vs. ) devam edileceğini açıklamasının ardından kısa bir süre içerisinde uzaktan eğitim altyapısı oluşturularak öğrencilerin hizmetine sunuldu. 18 milyon öğrencinin olduğu ülkemizde bu kadar kısa sürede oluşturulan uzaktan eğitim altyapısında bir takım teknik aksamalar elbette olacaktı. Bu alt yapıdaki aksaklıkları bahane eden kimi öğretmenlerimiz ve velilerimiz sabırsız davranarak, resmi platformlar dışında farklı kanallardan eğitim-öğretim faaliyetlerine yöneldiler. Skype, Zoom, Google Hangoust, Uber Conference, Apper in, Appear in, TrueConf Online vs. gibi daha da çoğaltacağımız bir sürü görüntülü konuşma programları kontrolsüzce kullanılmaya başlandı. Bu programların kime ve neye hizmet ettiğini bile bilmeden mahrem yerimiz olan evimize kadar soktuk. Bir sürü özel izinler vererek çocuklarımızı kameraya çekmelerine müsaade ettik. Biz bir sorunu çözelim derken güvenliğimizi tehlikeye attığımızı asla göremiyoruz. Kriz hallerinde en uygun çözüm yollarını bulmak yerine bilmediğimiz karanlık bir alana doğru sürükleniyoruz.
Bir eğitimci olarak tüm yetkililere sesleniyorum: Özel hayatın gizliliğinin kalmadığı bu görüntülü konuşma faaliyetlerine sınırlama getirmesini istirham ediyorum. Eğer eğitim faaliyetlerinde görüntülü ders anlatmaya ihtiyaç varsa Milli Eğitim Bakanlığımız kontrolünde yapılmalıdır. EBA ya da farklı hizmet alımları ile bu işlem gerçekleştirilebilmelidir. Teknoloji ile yeterince vakit geçiren öğrencilerimiz kitap okumaya, ailelerle yapılan etkinlere yönlendirilmelidir.
Sivas Milli Eğitim Müdürlüğümüz, Valimiz Sn. Salih Ayhan himayesinde devam eden “Sivas İçin Kitap Vakti”, öğrencilerinin evde hareketsiz kalmaması için Spor Sivas Projesi ailelerle öğrencilerin yapacakları “Keyifli Atölyem” etkinlikleri örnek çalışmalardır.
İnşirah suresinde buyrulduğu gibi “her zorluktan sonra bir kolaylık vardır.” Bu süreçler elbet geçecektir. Aslolan öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin ve velilerimizin zihinlerinin berraklığının korunmasıdır. Sağlıcakla…
Büyük Sivas Haber
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler

