

Sivaslı Murat Toraman "Sivas Katliamı" ifadesinin "Sivas'ın imajına zarar verdiği" gerekçesiyle Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı'na geçtiğimiz yıl suç duyurusunda bulunmuştu.
"Sivas Katliamı" ifadesini kullananlar hakkında verilen karar
Toraman suç duyurusu dilekçesinde "1993 yılında yaşanan ve Sivaslılarla, Sivasla asla alakası olmadığına inandığımız Madımak Olayı'nın, 27 yıldır belirli bir kesim tarafından Sivas'a mal edilmesini şiddetle reddediyorum. Böyle üzücü olayı Sivaslılar olarak tasvip etmemiz asla mümkün değildir...
...
1993 yılında yaşanan acı olayın bana göre Sivas ismi ile yan yana anılması bile zuldür. Olayın gerçekleştiği yer olan Madımak Oteli, olayı anmak ve anımsamak isteyenler için yeterli olmalıdır. 'Sivas Olayı' bile demeye gönlüm razı değildir. Kaldı ki bu yaşanan üzücü olay için 'Sivas Katliamı' denmesini isteyenler veya özellikle bu ifadeyi kullananlar da yok değildir.
Bir Sivaslı olarak, bir Sivas aşığı olarak, bir Sünni olarak, Alevilerle kardeşçe yaşayan bir vatandaş olarak, olaylarla hiçbir alakası olmadığı halde suçsuz yere aylarca mahkum edilen bir dedenin torunu olarak, bu olayın acısını iliklerine kadar yaşamış biri olarak, 1993'de yaşanan olaylar için 'Sivas Katliamı' ifadesini kullanan kişi veya kişiler hakkında suç duyurusunda bulunuyor ve cezalandırılmasını istiyorum.” dedi.
SAVCILIK "SORUŞTURMA YAPILMASINA YER YOK"
Sivas'ın imajına zarar verdiği gerekçesiyle "Sivas Katliamı" ifadesini kullananlarla ilgili şikayeti hakkında bilgi aldığımız Murat Toraman "bu konuda önemli olan bir şeyler yapabilmekti. Ben bir Sivaslı olarak üzerime düşen görevi yaptım. O gün ne söylediysem aynen tekrar ediyorum. 2 Temmuz 1993'te yaşananların Sivaslılarla ilgisi yoktur. Sivas bu eylem için bilerek seçilmiştir. Tıpkı 5 Temmuz'da Başbağlar'ın seçildiği gibi...
2 Temmuz 1993'de Madımak'ta şair-yazar-ozan, otel personeli ve otel dışında ki 2 kişi olmak üzere 37 kişi hayatını kaybetti. Şüphesiz bu işte en çok bu kişiler ve ailelerinin canı yandı. Hayatını kaybeden 37 kişiye tekrar Allah'tan rahmet diliyorum.
Yaşanan bu olayın üzerinden 29 yıl geçti. Ben bu olaylar olduğunda çocuk denecek yaştaydım. Hiç suçu olmadığı, hatta olay yerinde dahi olmadığı halde rahmetli dedem evinden gelinip polis minibüsüne alınarak aylarca ceza evine atıldı. O görüntü hep gözümün önündedir. Yani bir çok alakasız Sivaslı gibi bizim de bu olaydan dolayı canımız yandı.
Sivaslı ben yaşlarda ki her genç için çocukluğumuzdan bu yana her 1 Temmuz 'aman oğlum - kızım işin yoksa yarın dışarı çıkma. Dikkatli ol' nasihatlerini dinleyerek geçti.
Biz her 2 Temmuz geldiğinde halen Sivas'ta yollardan çöp kutularının toplanmasından, yolların caddelerin kesilmesinden huzursuzuz...
Sivas Alevisi Sünnisi bir arada kardeşçe yaşayan bir şehir. Alevi Sünni aileler birbirinden kız alıp verir. Bu iklime zarar verecek düşünce bile bizleri üzmektedir.
Her ne kadar "SİVAS KATLİAMI" ifadelerini kullananlarla ilgili savcılık "Olay hakkında SORUŞTURMA YAPILMASINA YER OLMADIĞINA" dair karar verse de her aklı selim insan da biliyor ki Sivas ve Sivaslılar KATLİAM ifadesi ile yan yana gelemez...
Bu nedenle herkesi artık kendi vicdanında SORUŞTURMA yapmaya ve SİVAS ve KATLİAM ifadelerini yan yana anmamaya davet ediyorum. Lütfen artık her 2 Temmuz'da Sivaslıları daha fazla üzmeyin..."



Büyük Sivas Haber
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler

