Taraftar olmak zor iş. Özellikle futbolu seviyorsanız ve kendi şehrinizin takımını tutuyorsanız çok ama çok daha zor iş. İstanbul takımlarının milyonlarca taraftarının içinde kendi renklerinizi yaşatmaya çalışmak ve vazgeçmemek resmen kahramanlık. Sivasspor geçen sene zoru başardı ve süper ligden düştü. 4 Eylül stadında Fenerbahçe ile yapılan maçta beklediğimiz haber gelmemiş ve hem takımın hem taraftarın umudu son dakikalarda tükenmişti. Zirve yarışında adından söz ettiren, ayak oyunlarıyla elinden şampiyonluğu alınan bir Sivasspor vardı ve bu takımın taraftarı bir alt lige düşmeyi kendine yediremiyordu. Ben stadda maçı izlemeyi bırakıp onbinlerce insanı takip etmeye başladım. Taraftar stadı ıslık ve yuhlamalarla inletir, kızgınlık taşkınlığa döner mi diye düşünürken futbol sahalarında görülmeyen bir tablo yaşanıyordu 4 Eylül tribünlerinde. Taraftar düşen takımın futbolcularını alkışlıyor ve ilk defa düşerken, uzun soluklu tezahürat yaparak lige değil armaya olan sevgisini haykırıyordu.
Şampiyon
Şifreli kanal yerine Sivasspor’un maçlarını devletin kanalında şifresiz izlemeye başlamıştık. Sezon boyunca hem takım hem taraftar çok badire atlattı. Her maçta tribündeki yerini alan gerçek taraftarlar, seyirci sayının azlığından ve 90 dakikayı eli kalbinde izlemekten yorgun düştü. Futbolcular ise yeni lige tam alışamamanın verdiği sürpriz yenilgiler ve beraberliklerden muzdaripti. Sezon boyunca 3 teknik adam değişti ve nihayet Yeni Malatyaspor ile birlikte Sivasspor süper lige çıktı. Zor ve meşakkatli bir yolun nihayet sonuna gelindi ve hepimiz bu mutluluğu meydanlara inerek doya,doya yaşadık. Ligi kimin lider bitireceğinin ne benim ne de taraftar için bir önemi yok. Ama muhtemelen federasyonun takımlara ödeyeceği parayla bir ilgisi var. O nedenle ne kadar yüksek rakam kasaya girerse Sivasspor için o kadar iyi. Yeni yapılan stad ilk defa ligin son maçında tamamen dolacak gibi görünüyor.
Önümüzdeki sezonun planlaması çoktan başlamış. Takım ligden düştüğünde hedef tahtasına konulan ama sonrasında takımı sahipsiz bırakmayıp yeniden yönetimi alan başkan Mecnun Odyakmaz, teknik direktör Samet Aybaba’yla yola devam edeceklerini açıkladı. Nokta transferler yapıldığında Sivasspor’un süper ligi forse edeceği belli. Ne yalan söyleyeyim Samet Aybaba’ya karşı bir antipatim vardı. Güvenmiyordum oynatacağı topa ama gördük ki Aybaba takıma gerçekten futbol oynatıyor. Oyuna ve takıma müdahalesi yerinde. Mesut Bakkal gittikten sonra takım tökezler diye düşünürken gerekli motivasyonu sağladı ve sonuç ortada. O nedenle kendisine hem teşekkür ediyorum hem de tebrik ediyorum. Ve tabiki futbolcu kardeşlerime de teşekkür ediyorum. Ama en çok teşekkürü takımı yarı yolda bırakmayan,yıllardır çizgisinden taviz vermeyerek Sivasspor’u saygı duyulan takımlar arasına sokan, olumsuzluklarda kendini öne atan ama başarıda “ekip ruhunu” işaret eden başkan Mecnun Odyakmaz’a ve yönetim kuruluna teşekkür ediyorum. Tesislerde ki çalışan bütün insanlarımıza ve takım kötü gittiğinde dahi inanıp skor taraftarı olmayan, arma sevdalılarına teşekkür ediyorum.
Tabi ki Sivasspor taraftarı olarak bazı taleplerimiz olacak. Gerçi bu yazacaklarımızı teknik ekip rapor haline getirip yönetime vermiştir ya da hazırlanıyordur ama eklemelerimiz de olacak. O nedenle buyurun devam edin okumaya…
Lütfen artık oyunu yönlendiren bir orta sahamız olsun. Lütfen artık defans oyuncularının korkulu rüyası olan birkaç forvetimiz olsun. Lütfen kanatları kırık bir takım olmaktan çıkalım. Lütfen borçsuz bir takım olmaya özen gösterirken maç kazandıracak futbolculardan pazarlık sırasındaki küçük rakamlar yüzünden vazgeçmeyelim. Lütfen lisanslı ürünlerde ki yüksek denilebilecek rakamları minimuma indirip, sürümden kazanma taktiğine geçelim. Bu lütfenler bitmez ama sevgili taraftarlar LÜTFEN sizde bir zahmet önümüzdeki sezon takıma gerekli desteği verin!
Şehrin ekonomisine Sivasspor’un neler kattığını anlatacak değilim. Herkes Sivasspor süper ligde mücadele etmeye başladığından beri şehrin havasının nasıl değiştiğini biliyor. Değişime kapalı olanlara yapacak bir şey yok onlar şark kurnazlığına devam etsinler ama artık kimse yemiyor ve onlarda bunun farkında. Bu arada yazmazsam olmaz göreve geldiğinden beri Sivasspor’un hep yanında olan ve desteğini hissettiren valimiz Davut Gül’e teşekkür etmek lazım. Uzun zamandır halk ile iç içe olan bir valiyi özlemiştik, minnettarız.
Bu hafta siyasetten uzak bir yazı iliştirelim dedik. Çünkü mutluyuz, çünkü gönül verdiğimiz arma yeniden hak ettiği yerde. Şehre gelince oda hak ettiği yere gelecek inşaALLAH, birileri şehir büyümesin ve hep bana kalsın diyerek eteklerinden çekmeyi bıraktığında vesselam.
