Reklam
Reklam

“Rektör Bey Bu Kadarı Kafi!”

Bu Kadarı Kafi
x - Büyük Sivas

Tacettin Kepenek’in "Rektör Bey Bu Kadarı Kafi!" isimli köşe yazısı;

"Rektör Bey Bu Kadarı Kafi!"

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi şehrimiz için sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda yadsınamaz bir öneme sahip.

Ancak üniversitemiz, ülkemizde ki üniversiteler arası başarı sıralamasında, adeta çakılmış gibi olduğu yerde duruyor. Bizden yıllar sonra kurulmuş olan Tokat Gazi Osman Paşa Üniversitesinin bile üç sıra gerisindeyiz.

Malatya, Elazığ, Kayseri, Eskişehir, Trabzon, Samsun, Adana, Mersin, Isparta, Denizli, Muğla, Manisa, Diyarbakır, Gaziantep üniversiteleri almış başlarını gitmişler, hepsi bizim önümüzde…

Bu durum oldukça üzücü ama üzülmek çare değil ki! Neden böyle yerimizde sayıyoruz veya neden sürekli geride kalıyoruz? Asıl sorulması gereken soru bu.

Üniversitemizin geri kalmasına veya yerinde saymasına sebep olabilecek birçok sorun olabilir ancak kamuoyu kanaati ve bana göre asıl sorun kesinlikle, Yönetim sorunudur.

Şu veya bu şekilde üniversite yönetimine gelenler ne hikmetse göreve başlar başlamaz kendilerine bir savunma hattı oluşturuyor ve kazdıkları çukurların içine girip sinerek, o çukurların içinde korunaklı bir dört yıl geçirmenin hesabını yapıyorlar. Öyle olmasa 1974 de kurulmuş bir üniversite, olduğu yerde çakılıp kalır mıydı?

İnsanlara şu veya bu şekilde yönetici sıfatı verilebilir ancak o insanların kişilik özellikleri, liderlik özellikleri, tecrübeleri, zihniyetleri, hayata bakış açıları, yapacakları yönetim işine uymayabilir.

Üniversite esas olarak bilim üretme, bilimsel çalışma yapma ve eğitim alanlarıdır. Bilimin temelinde ise merak ve şüphe vardır. Bu açılardan bakınca ana faaliyet konusu bilim olan bir üniversiteyi yöneten kişilerin analitik, pragmatik ve demokratik kafa yapısına sahip olmaları adeta zarurettir. Hayatı teoloji ile geçmiş bir ilahiyat profesöründe bu özelliklerin olmasını bekleyemezsiniz.

Bu insanların hayat görüşleri ve dogmatik beyin formatları, cami cemaatlerini yönlendirme de çok başarılı olabilir ama elli bin kişilik karma bir organizasyonun yönetimine uymaz.

Artık bu üniversiteye, doğru (liyakatli) insanların getirilme zamanıdır. Bırak üniversiteleri bütün ülke için esas mesele, doğru (liyakatli) insanları, doğru yere, doğru zamanda getirebilme meselesidir…

Sivas Cumhuriyet üniversitesinde de son dört yılın sonuçlarına baktığımızda görüyoruz ki, mevcut kadro ile bu iş yürümüyor, olmuyor…

Üniversite de son dört yıl içinde yapılan belediyecilik faaliyetleri kimilerince bir başarı olarak görülebilir. Üniversite giriş kapılarına kubbeli giriş takları, yollara süslü sokak lambaları, pıtırak gibi çoğalan kafeler, vizesiz geçilemeyen nizamiyeler, cafcaflı bazalt kaldırımlar yaptırılmış olabilir. Ancak bu paralar harcanırken üniversitenin araştırma ve uygulama hastanesinin acilinde stent bulundurulmadığı için bir insanhayatını kaybedebilmiştir. Üniversitenin kendi yetiştirdiği bilim insanlarına, uzmanlarına karşı “giderlerse gitsinler” yaklaşımı sergilenebilmiştir. Yönetim kadrosunun, gerek üniversite gerek vakıf içinde NEPOTİZM ve KRONİZM kokan uygulamaları ise herkesin malumudur.

Biliyorsunuz, yakın zamanda Sivas Bilim ve Teknoloji üniversitesine kurucu rektör (!) atandı. Ak parti milletvekili Mahir Ünal Sivas´a kadar geldi, “kurucu rektörü” ziyaret etti, mesajını verdi ve gitti. Hep birlikte suspus izledik. Birisi de çıkıp “ bizim cemaatimiz dururken, sizin cemaatinizden rektör atamak ayıp olmuyor mu?” Bile diyemedi.

Sivas Cumhuriyet üniversitesi rektörlük seçimi yaklaşırken bari bu kez aynı sessizlik olmasın. Uzaktan kumandalılar veya Ankara da uyduruk makamlarda oturup kulis yapanlar, sizde hele bir kenarda durun.

Elbette son söz Sayın Cumhurbaşkanının ama kamuoyunun “Rektör bey, teşekkür ederiz, bu kadarı kâfi”, dediğini de, herkes duymalıdır…

Büyük Sivas Haber

Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler

Şenay Şimşek Haber Editörü

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Bu Alana Reklam Verebilirsiniz
Lütfen Arayın

0544 433 1 555