

PKK'nın silahlı mücadeleyi bırakıp kendisini feshettiğini açıklamasının ardından, gözler bu sürecin mimarları arasında gösterilen Abdullah Öcalan’ın durumuna çevrildi.
Öcalan'ın durumu için 3 senaryo!
İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Öcalan’ın sürece nasıl dahil olacağına dair üç farklı senaryo, siyasi kulislerde konuşulmaya başlandı.
1. Senaryo: İmralı’dan çıkmak istemiyor ama ‘umut hakkı’ gündemde
Öcalan’ın, DEM Parti ve bazı kesimlerin "fiziki özgürlük" taleplerine rağmen, güvenlik gerekçesiyle İmralı dışına çıkmak istemediği iddia ediliyor. Bu bağlamda MHP lideri Devlet Bahçeli’nin gündeme getirdiği “umut hakkı” seçeneğinin devreye alınabileceği değerlendiriliyor. Bu senaryoda, Öcalan’ın mevcut konumunun korunarak ancak daha aktif bir iletişim hattına sahip olması öngörülüyor.
2. Senaryo: İletişim ve temas serbestliği artırılabilir
Kulislerde konuşulan bir diğer senaryoya göre, Öcalan’a daha geniş çalışma ve iletişim alanı sağlanması söz konusu. Bu çerçevede, avukatları, DEM Partili isimler, bazı siyasi parti temsilcileri, akademisyenler ve gazetecilerle görüşmelerine izin verilmesi, ayrıca telefonla iletişim hakkı tanınması gündeme gelebilir. Sürecin sorunsuz ilerlemesi halinde, bu adımların kısa sürede hayata geçirilmesi bekleniyor.
3. Senaryo: Yeni bir parti mi kurulacak? Meclis yolu mümkün mü?
En dikkat çeken iddia ise, DEM Parti’nin olağanüstü kongreyle yeniden yapılanabileceği ve bu süreçte Öcalan’ın kurulacak yeni bir partinin başına geçebileceği yönünde. Ancak mevcut anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu bu ihtimali hukuken mümkün kılmıyor. Buna rağmen, siyasi arenada hasta mahkûmların serbest bırakılması, infaz yasasında düzenleme, kayyumla görevden alınan belediye başkanlarının iadesi gibi adımların ardından “umut hakkı” talebinin siyasi ve hukuki bir zemin kazanabileceği konuşuluyor.
Bu gelişmeler ışığında önümüzdeki süreçte, Öcalan’ın pozisyonu ve sürece etkisi, hem iç politikada hem de bölgesel dengelerde kritik bir rol oynayacak gibi görünüyor.
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler