Reklam
Reklam

“‘Muhalif Damgası’ Ve Ötekileştirmenin Hiyerarşisi”

Muhalif Damgası
x - Büyük Sivas

Berat Demirci’nin "'Muhalif Damgası' Ve Ötekileştirmenin Hiyerarşisi" isimli köşe yazısı;

"'Muhalif Damgası' Ve Ötekileştirmenin Hiyerarşisi"

İleri gelen siyasetçilere, bürokratlara bazı taleplerle gitmeniz, usulsüz uygulamalarla ilgili şikâyette bulunmanız bir vatandaş olarak en tabii hakkınız değil midir? Elbette ama sakın böyle bir işe girişmeyin! Derdinize çözüm getirilmesini beklerken, “Anladım, sen bize muhalifsin!” denir ve sindirilme işlemi anında başlar. “Bize” dediği çok muğlâk bir çoğunluğu ifade eder; icabında devlet başkanından bürokratik çarkın son dişlisine kadar uzanan hiyerarşiyi kapsamaktadır. “Muhalif damgası” da özenle seçilmiş ve arkasında büyük bir siyasi iktidar kuvveti bulunan siyasetçi yahut bürokrat bir söz ile sizi yapayalnız, kimsesiz ve çaresiz bırakmıştır. Yalnızsınızdır, çünkü kimse başının kudretli adamlarla belaya girmesini istemez. Kimsesizsinizdir, çünkü ricalden, eşraftan vs. birileri çarkla çıkar ilişkileri yüzünden “kimsesizin kimsesi” olmak istemez. Çaresizsinizdir, çünkü bizzat derdinize çare olmasını beklediğiniz makam sahipleri sizi “muhalif sıfatıyla” damgalamış ve hempalarına ihbar etmiştir. Siz artık bir “hak dava” da güdüyor olsanız, hiçbir bürokratik kademede dinlenmezsiniz; kapıyı gösterirler. Israr ederseniz başınıza başka türlü belalar da sarılabilir. İftiraya bile dinî dayanak bulabilecek insanları tanımış biri olarak şunu tavsiye edebilirim: Allahtan korkmayandan korkun, alabildiğine uzaklaşın. Bu uzaklaşma sizi Allah´a yaklaştırır ve başka kapılar açılır.

Yüksek düzeyde “yabancılaşmış” mazisi belirsiz kişilerin illere atama yoluyla çöreklenmesi ve dindarlık göstergelerine dayanarak atanan bürokratların “dalı kıran baş kesen” bir zümre olarak kemikleşmesi gerçekleşmiş; kimse derdini dile getiremez olmuştur. “Sen” vezninde başladığımız hikâye önemli, bazı açılardan tarihe not bile olabilir; devam edelim. Hak arayan bir kişi; neden yetkili şahsiyetler, bürokratlar vs. tarafından muhalif olarak yaftalanmaya çalışılmaktadır? Birincisi, iktidar tarafından ara sıra vurgu yapılan “dava” konusunda esaslı bir geçmişi vardır. Mahut zevat, muhalefet partilerinden korkmaz ama bu tür “davalı” kişilerden ödü kopar; çünkü öyle olmasalar da potansiyel rakip olarak görürler. İkincisi, merkezde, taşrada, kırda, kentte kendi aralarında kurmuş oldukları çıkar dağıtım ve paylaşım ağına dâhil değildir; dâhil olmadığı gibi şikâyete yeltenmiştir. Üçüncüsü, devletlûya saygısızlık etmemesi yetmez; ayrıca methetmeli, egosunu vicdanını kapsayacak düzeyde şişirmelisiniz. En ufak bir eleştiri, yol gösterme, hattâ yardımcı olma girişimi; makama hakaret olur. Eleştirilecek yeri olmadığı gibi kendi muavenet takımından başka yardıma, yardımcıya ihtiyacı yoktur; daha önemlisi, “en akıllı” olmak gibi bir özelliğe sahiptir. Sahip midir? Evet, sahiptir; çünkü akıllı olmak demek, kudretli olmak demektir. İktidar sahibine ihtiramda bulunmamak, iltifat etmemek başlı başına  “öteki” ilan edilmeye ve “ötekileştirilme”ye kâfidir. Bir insan “muhalif ilan edince” ustaca ötekileştirilmiş ve bütün haklılığı elinden alınmış olur. “Muhalif” ilan edildikten sonra işiniz zor. On altı yıllık kadrolar, her yön ve azasıyla kireçlenmiştir. Hangi kapıya giderseniz gidin, iletişim ağındaki makamlar ve sahipleri sizin haklılığınızı kati olarak bilseler dahi, derdinize çare olmak şöyle dursun, dinlemezler.

Üniversiteleri, belediyeleri, bakanlıkları, taşra teşkilatlarını vs. haklı noktalarda eleştiren herkes, “muhalif damgası” yemekte ve iktidarın diğer unsurları da bunu resmî destek ile yürürlüğe koymaktadır. Bir nevi ihbar ve ötekileştirme mekanizması, velev ki iktidardan düzeltmesini umarak birilerini eleştiren, karşı çıkan herkesi sindirme işlevi yerine getirmektedir. Bir kurumun en tepesindeki kişiden başlayarak, alta doğru hiçbir “Haklılık” mukabele görmez hale gelmiştir. Haklı olmanızın hiçbir kıymeti yoktur. Kıvrak hareket kabiliyeti ve işbirliğiyle, “muhalif damgalı” her şey halının altına süpürülür yahut sumen altı edilir. Bir “hak dava” gütmüşseniz meşakkatini ve kârlılığını yaşamış oluyorsunuz. Kârlı yaşamışsınızdır ama kimseden alacağınız yoktur; şükredilesi bir haldir.

Öyle ortam ve durumlar vardır ki, muayyen bir oluşuma muhalif olamazsınız, çünkü mutabık olabileceğiniz her hangi bir seçenek yoktur. Başınız eğip hayatınızı sürdürürsünüz. Başınızı kaldırıp müdahil olmanız gereken bir durum var ise, susmak yahut konuşmak tercihinize kalmıştır. Çarkın, devri devranı ne olursa olsun çıkar gruplaşmalarının tamamen dışında olan akıl izan sahibi insanlardan "muhalif üretme" gayreti, “hak suretine” bürünmüşse, “dava” kelimesini kökten çürüğe çıkartılmış demektir. Ehl-i emana etiket vuramayacağınız gibi, bir tür içgüdü ile tepki veren bir muhalife de döndüremezsiniz. Umarım bu gidişat, bu şekilde devam etmez; ederse, elde artık muhalif ilan edecek adam bulamazsınız.

Berat Demirci / Bizim Sivas

Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler

Şenay Şimşek Haber Editörü

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Bu Alana Reklam Verebilirsiniz
Lütfen Arayın

0544 433 1 555