DOLAR 32,3659 % 0.14
EURO 34,9705 % -0.31
STERLIN 40,9726 % 0.19
FRANG 35,8911 % 0.11
ALTIN 2.325,14 % 0,20
BITCOIN 2.284.394 0.868

Miting Bahane Sokak Şahane

Yayınlanma Tarihi : Google News
Miting Bahane Sokak Şahane

Cemil Duymaz‘ın “Miting Bahane Sokak Şahane” başlıklı bu haftaki köşe yazısı;

Miting Bahane Sokak Şahane

15 Haziran’da başlayan yürüyüş kabul etmek lazım ki herkesin dikkatini çekti. Siyasiler, özellikle iktidar bu yürüyüşün insanları provoke etmesinden endişe ettiği için dikkat kesiliyordu, dış ülkeler ortalık karışır mı diye , fetö ise buradan ekmek çıkar mı diye hazır kıta bekliyordu. Emniyet güçleri ise kimseye pabuç bırakmamak için tüm dikkatini yürüyüşe veriyor ve kan emicilerin girişimlerine gerekli cevabı veriyordu. Bu nedenle İzmit civarında deaş terör örgütünün kiraladığı araç ve militanlar ele geçiriliyor ve sokakların ateşe salınmasının önüne geçiliyordu. Ben dahil birçok insan bu yürüyüşün kitleleri karşı karşıya getirmek adına organize edildiğini düşünüyorduk. Maltepe mitingi bitine kadar çok şükür kimsenin burnu kanamadı. Bundan dolayı hem yürüyüşe katılanlara hem de özellikle emniyet ve jandarma güçlerine çok teşekkür etmek lazım.

Kimse yanlış anlamasın ben hala bu yürüyüşün amacının kitleleri karşı karşıya getirmek için organize edildiğini düşünüyorum. Hatta bunun itirafını yürüyüşün kahramanı Kılıçdaroğlu kendi söylüyor. Yürüyüşün asıl amacının adalet filan olmadığını da itiraf ediyor. Siz bakmayın çıkıp “haksızlığa uğrayan herkese adalet istiyoruz” cümlelerine. Konuşmanın tamamını dinleyince “Adalet” diye haykırılanların fetöcü yavşakları, teröre bulaşmış kansızları, casusluk yapan hainleri, gazeteci görünümlü suçluları ve KHK’larla kapı dışarı edilen akademisyenleri koruma altına almaktan öteye gitmediği anlaşılıyor. Elinde mikrofon miting alanında ki insanlara sesleniyor. “İktidarın hukuk üstündeki uygulamaları Hitler Almanya’sıyla aynı. 80 darbesi bile yargılamaları yaparken delile dayandı. 15 Temmuz kontrollü darbenin üstüne hükümet 20 Temmuz darbesi yaptı. “  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “diktatör” olmakla suçlayan Kılıçdaroğlu elini, kolunu sallaya sallaya, Ankara’dan, İstanbul’a geldiğini ve mesnetsiz suçlamalarla ağzını doldurup konuştuğunu nedense unutuyor. Bilmiyor Kılıçdaroğlu “Diktatör”ün ne demek olduğunu. Unutuyor kendi tarihinin bazı isimlerinin bu milleti darağaçlarında nasıl sallandırdığını. Yahu açın şu ülkenin bütün arşivlerini, korumayın kanunla kimseyi. Öğrenelim bu ülkenin faydasına kim ne yapmış, kim kimin adamı olarak koltuğa oturtulmuş. Kim Osmanlı’nın yıkılması için iş başına getirilen İttihat ve Terakki’nin misyonunu devam ettirmiş.

Neyse gelelim yeniden şu mitinge. 10 maddelik manifestoyu iyice ve tekrar, tekrar okuyun. Daha ne kadar açık anlatabilir ki devletin fetöcülerin serbest bırakmasını istediğini. “İsteklerimiz yerine getirilene kadar sokaktayız” diyerek sonra ki hamleleri meşrulaştırmak istemesinin sebebi ne? Kimden neyin siparişini aldı Kılıçdaroğlu? Sistemi referandumla değişmiş bir ülkenin neden yeniden parlamenter sisteme geçmesini manifestoya dahil eder Kılıçdaroğlu? Asıl derdin güçlenen ülkenin önünü kesmek olduğu ve bu nedenle sokakların bahanelerle devreye sokulmak istendiği aşikar iken, nasıl olurda hala insanlar bu tavrın içinde “adalet” arayabilir? Yahu yapmayın ALLAH aşkına bir kere daha ve özellikle yazıyorum, okuyun o manifestonun bütün cümlelerini, teröristlerin, hainlerin, fetöcü yavşakların salınmasından başka neyi talep ediyor???

Bir katilin cezası idam olmalı diyebildi mi? Ülkesine ihanet eden kim olursa olsun devlet onu beslememeli, Avrupa Birliği baskılarına rağmen o kişinin cezası yağlı urgan olmalı diyebildi mi? Terör örgütlerine destek veren akademisyenlere devletin kapıyı göstermesinde bir mahsur yok diyebildi mi? Fetönün aktif olarak devlete sızmasından dolayı insanlara yıllarca hukuk adı altında yaptığı mağduriyetler giderilsin diyebildi mi? Devletin OHAL uygulaması sonrası gözaltına alınan, işlerine son verilen insanlara “adalet” isterken, onların mağdur ettiklerinin haklarını savunmak neden aklına gelmedi? Dürüst olalım beyler ve bayanlar, Kılıçdaroğlu “adalet”i devlete düşman kesilenler için. Dürüst olalım beyler bu miting sonrası sokaklara “adalet” bahanesiyle meşruiyet kazandırılıyor. Dürüst olalım beyler sokaklarda “devrimcilik” oynamak isteyen hevesliler var. Ve dürüst olalım ey ahali devlet buna izin vermez ve bunun adı “diktatörlük” olmaz. Arap baharının bir benzerini ülke topraklarına ithal edip, “Erdoğansızlık bayramı”na çevirmek isteyenlere, sağ duyulu kitleler gereken cevabın verilmesini bal gibi destekler. Ama unutmayın ki içeriden, dışarıdan, nereden kuşatırsanız kuşatın bu ülkeyi hevesin kursağınızda kalacak!

Yüzyıllardır “büyük devlet” olan bu topraklar çeşitli oyunlarla küçültülüp kontrol edilebilir hale getirildi ama artık masada bu ülkenin yumruğu olduğu Erdoğan ile birlikte hissedildi. Kendine gelmiş bir ülkeyi ve insanını işbirlikçilerinizle geri adım attırırız mı sandınız. Komiksiniz, şuursuzsunuz ve daha ne yaptığınızın farkında bile değilsiniz. Tıpkı sosyal medya hesabından Erdoğan’ın Yenikapı mitingini Maltepe mitingi sanıp paylaşan Chp’li milletvekilleri gibi vesselam!


YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.