

Liv Hospital Samsun Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Serdar Yol, kolorektal kanser hakkında önemli uyarılarda bulunarak, risk faktörlerine karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtti.
"Az sebze ve meyve tüketimi, kolorektal kansere davetiye çıkarıyor"
Kalın bağırsağın son kısmını oluşturan kolon ve rektumda görülen bu kanser türünün genellikle bağırsak poliplerinden geliştiğini söyleyen Prof. Dr. Yol, erkeklerde yaşam boyu kolorektal kanser gelişme riskinin yüzde 4.5, kadınlarda ise yüzde 3.2 olduğunu vurguladı.
Risk grupları netleşti
Prof. Dr. Serdar Yol, kolorektal kanserin oluşumunda birçok risk faktörünün etkili olduğunu belirterek, şu kişilerin risk grubunda yer aldığını ifade etti:
"Bağırsaklarında polip bulunanlar, ailesinde kolorektal kanser geçmişi olanlar, ülseratif kolit ve Crohn hastalığı gibi inflamatuvar bağırsak hastalığı olanlar, ailesel polipozis sendromu gibi kalıtsal genetik bozukluklara sahip olanlar, işlenmiş gıdaları sık tüketenler, yeterince meyve ve sebze tüketmeyenler, sigara kullananlar ve ailesinde meme, yumurtalık ya da rahim ağzı kanseri öyküsü bulunan bireyler kolorektal kanser açısından risk altındadır."
Belirtiler ihmal edilmemeli
Hastalığın belirtilerine de dikkat çeken Prof. Dr. Yol, şunları kaydetti:
“Yeni gelişen kabızlık, sık tuvalete çıkma hissiyle tam rahatlayamama, dışkının incelmesi, makattan kan gelmesi, dışkıda kan görülmesi, kansızlık, karın ağrısı, halsizlik ve ani kilo kaybı en sık karşılaşılan belirtiler arasında yer alıyor. Bu semptomların varlığında zaman kaybetmeden hekime başvurulmalı.”
Kolonoskopi hayat kurtarıyor
Tanı ve tedavi süreci hakkında bilgi veren Prof. Dr. Serdar Yol, “Kolorektal kanserin teşhisinde dışkıda gizli kan testi ile birlikte en önemli tanı yöntemi kolonoskopidir. Ayrıca tomografi ve dışkıdaki genetik testler de teşhis sürecine katkı sağlar. Makattan kanaması olan her birey mutlaka değerlendirilmelidir. Ailesinde kolorektal kanser öyküsü olmayan kişilerde 50 yaşından itibaren, birinci derece akrabasında hastalık öyküsü bulunanlarda ise, o kişinin tanı aldığı yaştan 10 yıl önce kolonoskopi yapılmalıdır” dedi.
Tedavi kişiye özel planlanıyor
Tedavide cerrahinin ön planda olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yol, “Hastaya özel olarak planlanan tedavi sürecinde cerrahi müdahalenin yanı sıra kemoterapi ve radyoterapi gibi yöntemler de kombine şekilde uygulanabilmektedir” şeklinde konuştu.
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler