

Her zamanki gibi bugün de yazıma bir açıklama ile başlamak istiyorum. İş bu yazı herhangi bir dini-siyasi-ırk kökenli bir temel kastedilerek kaleme alınmamıştır. Düşüncelerim ve köşe yazılarım daima tartışmaya açıktır.
Köşe Yazarımız Kürşat Hardal yazdı "Ütopya değil: 29.10.20XX"
Artık köşe yazımıza başlayabiliriz. İş bu yazı tamamen kurgusaldır.
Bugün sizlere ‘Ütopya’ olarak görülen bir Türkiye çizeceğim. Yalnız çizeceğim bu Türkiye’de ben kendi alanıma ilişkin değerlendirmelerde bulunacağım. Yani Adalet Bakanlığı nezdinde çözülmesi gereken aklıma gelen bazı sorunları kendi kafamda çözeceğim.
Tüm sorunları burada dile getirmem mümkün değil. Sizden ricam, sizde kendi alanınıza ilişkin bakanlığı ‘Ütopya’ olarak görünen kısmı yazıp tarafıma mail vasıtasıyla iletirseniz bir sonraki köşe yazısında yazdıklarınıza yer vermeye çalışacağım.
Tarih : 29.10.20XX
Yer : TBMM
Konu : Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ nin XXX. Kuruluş yıl dönümü sebebiyle ülkemizdeki duruma ilişkin basın açıklaması
Cumhurbaşkanı A : Bugün ülkemizin kuruluş yıl dönümünde, başta ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere gazi ve şehitlerimize bize böyle bir vatan sundukları için teşekkür ederek konuşmama başlamak istiyorum.
Ülke olarak zorlu ve yorucu süreçlerden geçtik. Ancak varmış olduğumuz aşama ülkemiz adına gurur verici bir tabloyu göstermektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı olarak, tarafsız ve bağımsız bir şekilde vatandaşlarımızın tamamını saygıyla selamlıyor, sevgiyle kucaklıyor ve vatandaşlarımıza demokrasiye olan inançlarından ötürü teşekkür ediyorum.
Vatandaşlarımıza biz fanilerin gelip geçici olduğunu, önemli olan hususun ‘devletimizin daima payidar kalacak’ olmasını hatırlatmayı bir görev bilirim. Sözü ülkemizin içinde bulunduğu tabloyu anlatmak üzere sayın başbakan ve çalışma arkadaşlarına bırakıyorum.
Başbakan B: Sayın Cumhurbaşkanına, bu kutlu günde meclise gelip değerli açıklamalarda bulunduğu için teşekkür ederek sözlerime başlamak isterim. Yüce Türk Milleti, her şeyden önce teşekkürü hak eden yalnızca sizlersiniz.
Eğer ki sizin azminiz, çalışmanız, inancınız ve demokrasi kültürünüz olmasaydı bu ülke bu duruma gelemezdi. Ayrıca belirtmek isterim ki sayın muhalefet partisi liderlerine de teşekkürü bir borç bilirim. Haklı tenkit ve eleştirileri olmasaydı yanlışlarımızı göremezdik ve halkımıza doğru hizmet veremezdik.
Birazdan değerli bakan çalışma arkadaşlarım her alana ilişkin ülkemizin geldiği aşamayı siz yüce milletimize arz edecektir. Değerli çalışma arkadaşlarımın konuşmalarından önce başta ulu önderimiz Atatürk olmak üzere tüm gazi ve şehitlerimizi bu özel günde saygıyla ve rahmetle anıyorum.
Ülkemiz Atatürk ilke ve inkılaplarının ışığında değerli bilim insanlarımızın tavsiyeleri doğrultusunda emin adımlarla ilerlemekte ve aynı şekilde ilerlemeye de devam edecektir.
Bizler yalnızca milletimizden aldığımız yetki ile bu makamları geçici olarak dolduruyoruz. Bu makamların gerçek sahibi sizler yani yüce Türk milletidir. Siz kıymetli milletimizin daha fazla vaktini çalmadan sözü değerli çalışma arkadaşlarıma bırakıyorum.
Adalet Bakanı C: Sözlerime başlamadan evvel bu kutlu güne ulaşmanın mutluluğunu yaşadığımı belirterek, başta yüce Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla selamlıyorum. Değerli ve kıymetli milletimiz sizleri çok bekletmeden Adalet Bakanlığı nezdinde yapılanları anlatmak istiyorum. Şöyle ki;
1- Adalet Bakanlığı nezdinde, Hukuk Profesörlerinden ve bilim adamların oluşan bir danışma kurulu oluşturulmuştur. Bu kurul ülkemizin taraf olduğu uluslararası anlaşma, antlaşma ve sözleşmeleri inceleyip, ülkemiz için fayda ve zararlarını tartışıp, zararlı olanların tespit edilip kaldırılması için nasıl bir yol izleneceğine dair çalışmalar yürütmektedir.
Ayrıca faydalı olanların ise iç hukukumuza tatbiki için nasıl bir yol izleneceğine ilişkin çalışmalar yürütmektedir. Amacımız ülkemizi gerçek bir hukuk devleti olarak hem uluslararası hukukta hem de iç hukukta en iyi şekilde temsil etmektir.
2- Mahkemelerimizi en son teknoloji ile donattık ve adalete erişim hakkı kapsamında teknoloji ile yargılamaların daha hızlı çözüleceği inancını taşımaktayız.
3- Devletin her alanında olduğu gibi bakanlığımız nezdinde de mülakat usulü kaldırılmıştır. Bu sebeple mahkeme personeli alımlarında, hakim, savcı ve kurum avukatı alımlarında, liyakat esas alınarak tüm personel eksiği giderilmiştir. İlgili kurum ve kuruluşlarımızda personel eksiği ortaya çıkması halinde yine liyakat esas alınarak atamalar yapılacaktır.
4- ÖSYM’ nin düzenlediği sınavda başarılı olan öğrencilerden, hukuk fakültesine girmek isteyenlere ek sınav getirilmiş ve hukuk öğrenimi kalitesi artırılmaya çalışılmıştır.
5- Ülke genelinde var olan devlet, vakıf, özel tüm hukuk fakülteleri incelenmiş ve hukuk eğitimi kalitesini düşüreceği düşünülen hukuk fakülteleri kapatılmıştır.
6- Yine hukuk öğrenim kalitesini artırmak için fakülte kontenjanları 50 kişi ile sınırlandırılmıştır.
7- Var olan hukuk fakültelerine ulusal ve uluslararası tüm hukuk kitaplarının ve çalışmalarının yer alacağı güncel kütüphaneler kurulmuştur ve fakülteler son teknoloji ile donatılmıştır.
8- Hukuk fakültelerinde öğrenim 6 yıla çıkartılmış ve teorik bilginin yanında uygulama eğitim zorunluluğu da getirilmiştir.
9- Hakimlerimize ve savcılarımıza, sınavdan sonra 5 yıl staj şartı getirilmiştir. Bu 5 yıllık stajın, 2 yılı akademik olarak akademide, 3 yılı uygulama olarak yetişmiş hakim ve savcı yanında olacaktır. Mevcut hakim ve savcılar içinde eğitim programı hazırlanmış ve uygulamaya konulmuştur.
10- Avukatlarımıza sınavdan sonra 5 yıl staj şartı getirilmiştir. Bu 5 yıllık stajın 2 yılı mahkemelerde ve ilgili kurumlarda, 3 yılı yetişmiş avukat yanında olacaktır. Mevcut avukatlarımıza barolar aracılığı ile eğitim programı hazırlanmış ve uygulamaya konulmuştur.
11- Hakimlerimiz, savcılarımız ve avukatlarımız staj süresi boyunca maddi olarak eşit haklara sahip olacaklardır.
12- Hakim ve savcılarımız da var olan siyasi parti üyelik yasağı avukatlar içinde getirilmiştir.
13- İstinaf ve Yargıtay yeniden yapılandırılmıştır. İlgili personel ve diğer eksikleri giderilmiş, adaletin hızlı ve eksiksiz tecellisi için çalışmalarını yürütmektedir. Yapılan ilgili çalışmalar sayesinde yargılama süreleri fazlasıyla kısalmıştır. Vatandaşlarımızın yargılama süreçlerinde yıpranması da bu şekilde son bulmuştur.
14- Bütün yargılama faaliyetlerindeki harç ve masraflar başlangıçta devlet tarafından karşılanacaktır. Yargılama faaliyetinin sonunda haksız çıkan taraftan tahsil edilecektir. Böylece adaletin tecellisi için önündeki maddi engelde ortadan kalkmıştır. Vatandaşlarımız haklarını, harç ve masrafları düşünmeden arayabileceklerdir.
15- Mahkumlar doğru şekilde ıslah edilerek topluma kazandırılmıştır. Bilinçli toplum eğitimleri kapsamında ülkemizde suç oranı azalmış ve bununla bağlantılı olarak mahkum sayısında da ciddi azalma mevcuttur. Artık ihtiyaç fazlası olan cezaevleri kütüphaneye çevrilerek halkın hizmetine açılmıştır.
16- ………….
17- …………………
18- …………………………..
.
.
.
Konuşmamı bitirmeden evvel siz değerli milletimize, demokrasiye olan inançlarından dolayı teşekkür ediyor ve sözü diğer bakan arkadaşlarıma devrediyorum.
Son Söz
Yukarıda saydıklarım yalnızca aklıma gelenlerin bir kısmı. Daha bir sürü sorun var düzeltilmesi gereken. Sizce anlattıklarım ütopya mı? Bence değil. Nitekim, artık Türkiye toplumu sorunları yalnızca konuşmak değil, çözüm de üretmek istiyor. Korku perdesi yırtıldı. Sorunlarda çözümlerde bizlerde saklı. Çok uzak bir tarihte meydana gelmeyecek bu değişimler. Bizler ne kadar çabuk istersek o kadar yakın gelecekte tüm sorunlar çözüme kavuşacak.
Öncelikle şunu anlamamız gerekiyor.
Sorunları meclistekiler değil, bizler çözeceğiz.
Biz milletiz, onlarsa yalnızca bizim vekilimiz.
Asil ne isterse vekil onu yapmak zorunda.
Büyük Sivas Haber
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler

