


Koronavirüs kısıtlamaları oluyor peki evimiz ya da kapalı alanlar bizleri koruyor mu? Korunmak için neler yapmalıyız?
Eviniz ya da Kapalı Alanlar Sizi COVID-19'dan Korumaya Yardımcı Oluyor mu?
Bugünlerde koronavirüs ölümlerinde dünya genelinde bir artış var. Şuan T.C. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi COVİD-19 verilerine bakılırsa dünyada 70.1 milyon kişiye virüs tanısı konulduğu ve 1.6 milyon insanın ise bu virüs kaynaklı öldüğü görülmektedir.
Covid-19 salgını devam ederken, bilim adamları yorulmadan hangi faktörlerin insanları enfeksiyona karşı daha savunmasız hale getirebileceğini araştırıyor. İlgi çekici bir olasılık, hava kirliliğidir, özellikle 2.5 mikrometreden daha küçük solunabilir parçacıklardır (PM2.5) ve bunlar gözle görülmez.
Parçacık ne kadar küçülürse, solunum sistemine sirayeti de o denli artmaktadır.
Bu tür bir kirlilik, diğer sağlık sonuçlarının yanı sıra çok çeşitli solunum problemleriyle ilişkilendirilmektedir. COVİD-19 virüsü, hasta bireylerin öksürmeleri aksırmaları ile ortama saçılan damlacıkların solunması ile bulaştığı bilinmektedir.
Dolayısıyla Covid-19 bir solunum hastalığıdır, bu nedenle PM2.5 maruziyetinin insanların Covid-19'a tepkisini de etkileyebileceğini düşünmek için nedenler oluşmaktadır.
Bu noktadan hareketle iç mekândaki yani ev, iş, kafe, avm, sinema gibi kapalı yerlerdeki hava kalitesi ile COVID-19 virüsü evlerde ve iş yerlerinde yayılma riski arasında olası bir bağlantı olduğu ortaya çıkıyor.
Ayrıca yakın zamanda Robert Koch Enstitüsü'nün açıkladığı rakamlara göre Almanya'da her 2 buçuk dakikada bir bireyin korona virüs kaynaklı solunum yetmezliği nedeniyle yaşamını kaybettiğini görülmüştür.
Dünya ölüm oranı üzerine “European Heart Journal”da yayınlanan bir araştırmanın tahminlerine bakılırsa, dünyada hava kirliliğine bağlı olarak yılda 8,8 milyondan daha fazla ölüm oluyor. Avrupa'da, tahmin yılda 790 bin ölüm.
Hastalıklar arasında ise kalp ve akciğer hastalıkları riski en yüksek olanlardır. Harvard’da yapılan bir çalışmada, hava kirliliğine maruz kalmanın COVID-19 hastalarının ölüm oranı üzerinde doğrudan bir etkisi olduğu sonucuna varılmıştır.
Havadaki toza ve katı maddelere uzun süre maruz kalmanın COVID-19 virüsü ölüm oranında büyük bir artışa neden olabileceği görüldüğü raporlanmış. İç mekândaki hava kirliliği, solunum sistemimiz üzerinde ciddi bir etkiye sahip olabileceği gibi, bağışıklığımızı da zayıflatabilmektedir.
Hava kaliteniz artık her zamankinden daha önemli bir hal almaktadır. Aynı zamanda bu durum, neden İtalya ve Çin'de virüs ölüm oranının en yüksek olduğu bölgelerin en yüksek hava kirliliğine sahip bölgeler olduğunu da açıklayabilir.
Salgının merkez üssü olan Hubei eyaleti, tıpkı Kuzey İtalya gibi tam olarak yüksek düzeyde hava kirliliğine sahip bir bölgedir. Diğer bir gerçek ise hava kirliliği ile COVİD-19 virüsü kaynaklı ölümler arasındaki ilişki.
Hava kirliliğinin solunum hastalığı üzerindeki etkisi, başka bir koronavirüsün neden olduğu SARS salgını sırasında da gösterildi.
Bir çalışmada, en yüksek hava kirliliğine sahip bölgelerde yaşayan SARS hastalarının hastalıkları boyunca çok daha zorlandığından bahsedilmekle birlikte temiz havaya sahip bölgelerde yaşayan hastalara kıyasla hava kirliliği yüksek yerlerde yaşayanların SARS'tan ölme olasılıkları iki kat daha fazlaydı.
Bu, insanların koronavirüsten ölüm riskini azaltmak için yardımcı bir araç olarak yaşadıkları bölgelerde mümkün olan en iyi hava kalitesine sahip olmaları gerektiği anlamına geliyor. Peki bizler ne yapabiliriz?
Ortam hava kirliliğini azaltmaya yönelik en etkili uzun vadeli yaklaşımlar arasında daha temiz enerji türlerine geçiş ve dünya çapında onlarca yıllık yoğun hava kirliliğini azaltma veya tersine çevirmek gereklidir ama şimdi ne yazık ki yeni koronavirüs salgını yüzünden buna yanıt verme lüksüne sahip değiliz.
Şu anda, dünyanın her yerinden insanlar virüsün yayılmasını engellemek için zamanlarının çoğunu evde geçirirken, iç ortam hava kalitemize odaklanmak mantıklı. İç ortam hava kalitemizi yönetmek, genel sağlığımızı ve refahımızı geliştirirken potansiyel olarak daha iyi Covid-19 sonuçlarına yol açabilir.
Ve zamanla, daha iyi hava kalitesi hem kronik koşullar hem de genel sağlığımız bağlamında önemlidir. Evde daha iyi hava kalitesi sağlamak için atabileceğiniz bazı adımları şöyle sıralayabiliriz.
1. Havalandırma.
Eğer mekanınızda temiz hava olmadığından eminseniz yapacağınız en kolay yol evinizde ister mekanik bir havalandırma sisteminiz olsun, ister doğal havalandırmaya (yani pencereler) güvenmeniz ve bunları açmaktır.
Genellikle havanın tazeliğinin temel göstergesi olan karbondioksit (CO2) miktarı yaşadığınız ortamda 600-800 ppm'yi geçmemelidir. Bir oda "havasız" koktuğunda temiz hava eksikliği olup olmadığını anlayabilirsiniz; bunun nedeni daha yüksek karbondioksit miktarıdır.
Aslında, karbondioksit miktarı, bazen iç ortamlar için önerilenin birkaç katına kolayca ulaşabilir. Örneğin, yetersiz havalandırılan bir yatak odasında uyumak, gece boyunca odanın 2.000 ppm'nin üzerinde karbondioksit seviyelerine ulaşmasını sağlayabilir.
2. Havayı temizleme. İç mekân hava kirliliği kaynakları arasında yemek pişirme, malzemelerden ve iç mekân kaplamalarından gaz çıkışı ve içeriye giren kirli dış hava bulunur. Hava temizleyicileri, soluduğunuz havanın temiz olmasını ve zararlı kirleticiler içermemesini sağlamaya yardımcı olabilir.
Pek çok bağımsız hava temizleyici kolaylıkla temin edilebilir, ancak iyi bir hava temizleyicisi seçmek zor olabilir. Şu sıra alışveriş sitelerinde en çok bulunan ev malzemeleri arasında hava temizleyiciler gelmektedir.
Hâlihazırda bir hava temizleyici kullanıyorsanız, sık sık oturduğunuz bir odaya veya alana yerleştirdiğinizden emin olun veya evinizin büyük bir bölümünü kaplamak için birden çok hava temizleyici almayı düşünün.
3. Hava Kalitesi İzleme. Evinizde hava kalitesini gösteren sensörleri kullanabilirsiniz. Bunlar CO2, PM2.5, PM10, toplam uçucu organik bileşikler ve ozon dâhil olmak üzere bir dizi kirletici maddenin seviyelerini ölçebilir.
Ölçtükleri kirleticilere göre fiyatları değişmekte fakat çok pahalı cihazlar değillerdir (masanıza bile koyabilirsiniz). Evinizdeki bu kirleticilerin seviyelerini bilmek, hava kalitenizi iyileştirmek için harekete geçmenizi sağlayacaktır.
Bu arada, bölgenizdeki dış hava kalitesine bakmak, temiz hava almak için pencerelerinizi ne zaman açacağınıza karar vermenize yardımcı olabilir, çünkü dış hava kalitesi düşükken bunu yapmak iç hava kalitesi düşüşüne neden olabilir.
Son söz: Bir aşının gelmesini beklediğimiz bu günlerde, her zaman evde ve ofiste hava kalitesine dikkat etmek sağlığımız için kesinlikle bir öncelik olmalıdır. Sağlıcakla kalın…
Büyük Sivas Haber
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler