Cemil Duymaz!ın 20 Eylül 2017 tarihli "Kılıçdaroğlu Yine Dosyalanmış" başlıklı köşe yazısı...
"Kılıçdaroğlu Yine Dosyalanmış"
Bizim ülkeyi yönetecek “işini bilen” liderlere ihtiyacımız olduğu kadar, “aklını kullanabilen” muhalefet liderlerine de ihtiyacımız var. Şükür olsun ki ülkeyi “işini bilen” bir lider yönetiyor ama ana muhalefet için “aklını kullanan” bir lider var diyesi gelmiyor insanın. Tamam sevgili Kılıçdaroğlu “ adalet” mitingi yaptı ve 450 kilometre yol yürüdü Haziran sıcağında ve herkesin takdirini kazandı. Yürüyüş sonrası sağlığı ile ilgili bir sorun olur mu diye düşündük ama herhangi bir sorun çıkmadı. Daha doğrusu biz öyle sanıyorduk… Kılıçdaroğlu’nun son günlerde ki açıklamaları ile bir kere daha anladık ki yürüyüş baya yormuş ve Kılıçdaroğlu hala kendine gelememiş. Çünkü son günlerde yapılan açıklamaların akılla, izanla,, insafla ilgisi yok. Kılıçdaroğlu “Bu milletin başına Pkk, Daeş, fetö'yü kim musallat etti? Erdoğan'a soruyorum; Sen terör örgütlerine yardım ve yataklık yaptın mı yapmadın mı? Ben senin yaptığını biliyorum. Ver beni mahkemeye. Senin mahkemelerinde yargılanacağız üstelik. Belgeleri tek tek mahkemenin önüne koyacağım öyle bağırmanın anlamı yok." şeklinde bir açıklama yaptı. Sonrasında katıldığı bir programda da Silahlı İnsansız Hava araçlarıyla öldürülen teröristler için “ terörist olabilirler ama ellerinde silah yoktu “ dedi. Tamam alıştık Kılıçdaroğlu’nun böylesi açıklamalarına ama benim en çok takıldığım “belgeleri tek tek mahkemenin önüne koyacağım” cümlesi oldu. Normal de kişinin elinde böyle bir belge varsa mahkemeye götürmeden basın toplantısında delilleri gösterir ve tüm ülkeye “alın sizi yöneten insan” denir.
Hatırlarsanız Kılıçdaroğlu’nun cilalandığı dönemlerde de hep elde bir klasör vardı ve sonradan anlaşıldı ki o klasörlerin içi boş. Bu söyleminde içinin boş olduğu aşikar ama göle yoğurt çalmaya devam ediyor Kılıçdaroğlu. Mahkemeye o belgeleri ne zaman vereceksin, neyi bekliyorsun olayın içinde terör örgütlerini destelemek gibi bir suç varsa sayın müdürüm. Dilden çıkanın seni bağlayacağını düşünmeden serseri mayınları salarsan insanlar kazara iktidar olduğunda terörü bitireceğine nasıl inanır? Ülke darbenin eşiğinden döndü, parlamenter sistem çöp oldu, “adalet” diyip yollara düştün ve takdir kazandın ama tüm bunlara rağmen anketlere göre Chp’nin oyları hala yerinde sayıyor. Ülke çıkarıyla ilgili olaylarda “karşı taraf”ta olursanız seçmeniniz kendine yeni bir mekan arayacaktır, hatırlatmak istedim müdürüm…
KÜRT DEVLETİ KILIFI
Uzun zamandır sınırlarımızın öte tarafında ki hareketlilik malumunuz. Bir tarafta bölgenin haritasını değiştirmek isteyenler ki bu sayı birden fazla, diğer tarafta ne haritalar değişsin ne de insanlar yerlerinden olup sıkıntı yaşasın diyen Türkiye. Özellikle Barzani’nin referandum kararı alması ve bu karara en açık desteği İsrail’in vermesi daha önceleri bu köşeden yazdığım gibi Büyük İsrail devletinin adımlarının hızlandığının somutlaşmış hali. Siz bakmayın Barzani’nin “Kürt Devleti” isteğine. Bütün amaç Türkiye’den de ciddi bir bölgenin içine dahil edileceği “vaat edilmiş topraklar”a kurulabilmek. Deaş, pkk fetö ve daha birçok terör örgütü bu amaca hizmet ediyor. Amerika, ypgye o kadar silahı neden verdi hiç düşündünüz mü? Hepimiz biliyoruz ki 15 Temmuz darbe girişiminde Amerika’nın payı var. Darbe olup fetö denen dallama devletin başına oturtulsaydı referandum çoktan yapılmış, sözde “Kürt devleti” kurulmuş ve şimdilik İran hariç, Irak ve Suriye’den de topraklar dahil edilerek Büyük İsrail Devleti kurulmuş olacaktı. Ancak darbe girişimi başarılı olamadı ve diğer plana geçildi… Deaşla mücadele kılıfı altında pkkyı güçlendirip terör olaylarını tırmandırmak,Türkiye’nin harekat kabiliyetini kısıtlamak ve köşeye sıkıştırıp herkesin istediği gibi at oynatmasına göz yumdurmak!
Masada 30 tane plan yapan bu ülkelere karşın Türkiye’de planlar yapıyor merak etmeyin! Bizi yemek isteyen bu dost(!) ülkeler farkında olmadan kendi cephe sayılarını artırıyorlar ve bir savaş çıkacaksa galip gelenin Türkiye olacağını bilmiyorlar. Süreçleri ve adımların hepsini iyi analiz ettiğinizde bütün hamlelerin aslında “dinler savaşı” adına yapıldığını anlayabilirsiniz. Geçiniz efendim demokrasi getirme hikayelerini, insanları özgür kılma heveslerini. Din ile devlet işini ayırmak ve dini yaşamın kenarına itmek sadece bizim ülke için geçerli. Diğer devletlerin her bir adımı kendi dinlerini muzaffer kılmak adına. Onlar istediklerini yapsınlar, galip gelmek adına heveslensinler ancak unuttukları bir şey var.Hakk’ın karşısında batıl kazanamaz çünkü batıl zail olmaya mahkumdur, vesselam.
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler