Reklam
Reklam

“İlk Taş”

blank
ilk Taş
blank
Haber Merkezi

Bülent Özçelik'in "ilk Taş" isimli köşe yazısı;

"ilk Taş"

“İlk taşı günahsız olan atsın!” demiştim. Olmadı…

O taşı atabilecek kadar masum mu var sanıyorsunuz? Yok. Olmasını da beklemiyordum.

Beklediğim gibi oldu. Günah yarışında kürsüye çıkacak kadar iddialı olanların, masumiyet kamuflajları, gerçeklerin gün yüzüne çıkmasıyla saman alevi gibi savuşur gider.

Yazmaya başladığım günlerde ilk yazılarımdan birisidir. “Masum değiliz hiçbirimiz” Sadece;  kimin daha masum kalabildiğinin terazisidir, gözlerimiz, kulaklarımız ve aklımız.

Hergeçen gün daha da kirlenen dünyamızda, şimdilik ve sadece, hala “daha masum” kalanları aramaktayız. Bulunca sevinmekte ama bulamayınca üzülmemekteyiz.

İroni değil mi, hatta paradoks, belki de paranoya…

Fırsatım oldukça 15 Temmuz görüntülerini izlemekteyim. Birileri bağırmakta, “Asker kışlaya!..” birileri de bağırmakta, “Darbe istemiyoruz”. Birileri yine bağırıyor.. “Mustafa Kemal´in askerleriyiz”..

Başka birileri yan tarafta ve onlarda bağırıyor.. Tayyip seni istemiyoruz”.

Birileri meydanlarda, tekbir çekiyor, birileri yine meydanlarda “ATM´lerden çekiyor”.

Her bir bağırış, her bir haykırış, her bir eylem, her bir davranış ve temenni ne kadar içtense, o kadar samimiyse, o kadar da samimiyetsiz, bir o kadar ahlaksız, ve bir o kadar da nefret tohumlarını salmakta, bir ötekine..

Birbirlerinden bu kadar ayrılabilen ve kolayca nefret edebilen bir toplumun,  masumiyet çizgisinde ne kadar daha yürüyebileceğinin garantisi yok.

Kimin ne kadar çok haklı olduğu değil, ne kadar çok hayattan kopartabildiğinin mücadelesi galiba. Haram-Helal, Meşru-Gayrimeşru tanımsız ve anlamsız.

Günah kimin boynunda kalacak peki? Ya günahla birlikte yine boynuna takılacak ilmek?

En az günahkar mı, en fazla masum mu?

İkisi de aynı şeyler değiller. Aynı sonucu asla vermeyecek bir denklem, her defasında yeniden, yeniden.

Bu yazıları kaleme aldığımda Rize Emniyet Müdürünün makamında, yine kendi personeli bir polis memuru tarafından şehit edildiği haberini okuyorum.

İrkiliyorum.

Daha önce de bir zabıta memuru, yine kendi amirini şehit ediyordu.

Bu kadar mı kolay nefret eden bir millet olduk birbirinden?.

Demek istediğim sadece o´dur bu gazetede yazdığım bir çok yazımda.

Zerresine kadar birbirinden kolay ayrılabilen, bir millet, bir ülke, bir şehir, çoktan kirlenmeye başlamıştır, ve başladığı kadar da kirlidir.

Günahın kimde olduğunu soracak kadar çaresizleşmeden, kimin masum olduğunu soracak kadar nezaketleşelim.

Kim daha masum, kim en masum;?

Cevabı ilk yazdığım yazıda galiba. “Masum değiliz hiçbirimiz!.”

Sadece biraz daha masumuz o kadar!..

O´da belki bir diğerine göre..

Sağlıcakla kalın.

Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler

Şenay Şimşek Haber Editörü
blank

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Bu Alana Reklam Verebilirsiniz
Lütfen Arayın

0544 433 1 555