


Dünya’nın bütün memleketlerinde olduğu gibi ülkemiz de Mart 2020 tarihinden beri pandemi belasına duçâr oldu. Mektep medrese kapalı. Yavrularımızın eğitim kayıplarını telafi maksadıyla, daha önce pek de kullanmadığımız yeni uygulamalara yöneldik. Bu yeni duruma “uzaktan eğitim” denildi. Öğretmenler evlerinde bilgisayarlarının başında öğretmeye, öğrenciler de kendi evlerindeki bilgisayar ya da akıllı telefonlarının başında öğrenmeye çalışıyorlar.
Ömer Emir Doğan'dan "Home Schooling mi Okul mu?" Adlı Köşe Yazısı
Her ne kadar maarif mevzusu, adını “uzaktan” koyarak sürdürülebilecek bir süreç olmasa da hiç yoktan iyidir elbette. “Öğretim” uzaktan olabilir belli ölçülerde. Lâkin “eğitim” uzaktan yapılarak, istenilen başarıya ulaşılabilecek gibi görünmüyor. Bu nedenle; bu yeni durumu daha doğru bir ifade ile “Uzaktan Öğretim” şeklinde adlandırabiliriz. Uzaktan öğretim son bir yıldır fasılalarla, yüz yüze eğitimde olduğu kadar bir oranda “katılım” sağlanamasa da birçok ülkeden çok daha başarılı olarak devam ettiriliyor. Gerek muallimlerimizin bu yeni duruma hızlıca adapte olmaları, gerek bakanlığımızın çalışmaları ve gerekse belediyeler başta olmak üzere devlet kurumlarının muhtaç durumdaki birçok talebeye “dokunmatik akıllı bilgisayar” temin etmeleri, okul kapısı kapansa da “evde öğretimin” devamına imkân verdi.
Ayrıca bir seneden bu yana okula hiç gidemeyen ve evinde, köyünde internet imkânı olmayan öğrenciler de var. Bu durumdaki öğrencilere, devletimiz hizmet sağlayıcılarla anlaşarak ücretsiz internet erişimi sağlama yoluna gitmelidir. Bazı vatandaşların paralarıyla bile özellikle fiber internet hizmetinden faydalanamadığını da biliyoruz. Sayıları çok az da olsa hiçbir öğrenci bu sürecin mağduru olarak asla feda edilemez ve özellikle bir yıldır okul yüzü görmeyen 6. 7. 10. ve 11. Sınıf öğrencilerinin de bir an önce okulla buluşturulmasına çalışılmalıdır. Eğitim kayıpları telafi edilemez boyutlara ulaşmadan normalleşmenin yolları bulunmalıdır.
Bununla birlikte okulu ve okulda eğitimi gereksiz gören görüşler bu süreçte tekrar gündeme geldi. Geçmişte, “Okulsuz Toplum” (İvan İlyiç) görüşü epey taraftar da bulmuştu. Bu görüşe göre; okul, toplumsal eşitsizliğe neden oluyor, statükonun devamına imkân sağlıyor, insanları daha da ayrıştırıyor, bir alternatifi olmadığı için de insanları mecbur ediyordu. İlyiç, daha iyi eğitimin okullardan kurtulmakla olacağına inanıyordu. “Okulsuz Toplum” anlayışı günümüzde ise farklı tezahürlerle karşımıza çıkmaya başladı. Örneğin ABD’de 2 milyon öğrenci ilk, orta ve lise eğitimlerini kendi evlerinde ebeveynlerinden almaktadırlar ve home schooling'i tercih eden ailelerin eğitim durumları diğer ailelere göre daha yüksektir.
Bu modelin en büyük artısı, çocuğu standartlıktan çıkarması ve ondaki olası dehayı açığa çıkarmaya imkân tanıması şeklinde belirtiliyor. Çocuğa spesifik bir eğitim verilerek çok iyi bir birey yetiştirilebileceği belirtiliyor. Tabi çok iyi bir birey yetiştirecek öğretmeni de temin etmek ya da bu niteliklere haiz olmak gerekir ki bu da geniş iktisâdi imkânlara sahip olmayı gerektirebilir.
Evokulluluk (home schooling), daha çok Batı ülkelerinde görülen bir eğitim sistemi. Evokulluluk; evde alternatif bir eğitim biçimi halinde uygulanıyor. Dini inanışlar ve akademik nedenler, klasik eğitimin prototipleştirmesi gibi durumlar yüzünden aileler tarafından çocuklarının okula gönderilmesi yerine bir seçenek olarak var olan bu yöntem, ilk olarak 1977 yılında John Caldwell Holt tarafından başlatılmış. 8 ve 12 yaş arası çocukların eğitimi kapsamında ele alınan evokulluluk; çocuğun suça yatkınlığı, miyopluk, çocukluk sorunları çerçevesinde ele alınmıştır. Dolayısıyla, pandemi nedeniyle bir zorunluluk sebebiyle uyguladığımız “Uzaktan Öğretimin” kalıcı hale getirilmesine, güzel bir örnek olarak gösterilmemesi gerekir diye düşünüyorum. Evokulluluk, okulsuzlaşma eğitim biçimiyle de karıştırılmamalıdır. Okuldaki yetersiz öğrenme ortamı, ailevi nedenler, çocuğun okula karşı çıkması, engellilik, ahlak ve dini nedenlerle tercih edilebilmektedir
Okulsuz eğitim kavramı son yıllarda yurt dışında özellikle de Avrupa’da yaygın olarak tercih edilen bir eğitim-öğretim sistemidir. Bu sistemde uygulayıcı (öğretmen) çocuklar ile birlikte aileleri. Çocukların eğitimi ile bizzat ailelerinin ilgilenmeleri gerekiyor. Bunun için de onlara yardımcı olabilecek kadar bilgiye-birikime-donanıma sahip olmak gerekir. Evde eğitimi savunanlardan iseniz çocuğunuzun eğitim ihtiyaçlarını karşılayarak onun gelişimine bizzat katkıda bulunmanız gerekiyor.
Evde eğitim kavramını, “özellikle anne babalar tarafından geleneksel değerlerin ve aile kurumunu ayakta tutan özelliklerin gelecek nesillere aktarılması için çocukların evde eğitilmesine yönelik yüz yıllardır kullanılan bir eğitim yöntemi ” olarak tanımlayanlar da var. Yani evde eğitim; modern eğitim anlayışının geleneksel değerleri yok etmesi gerekçesiyle, günümüz okullarından çocukları uzak tutarak, bu değerlerin çocuklara kazandırılması için tercih edilebileceği gibi; mevcut okullardaki kültür aktarımı ve toplumlaşmadan rahatsızlık duyanların, çocuklarını bu ortamlardan uzak tutmak için tercih edebilecekleri bir model de olabilir.
D E V A M E D E C E K
Büyük sivas Haber
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler