



Uzman Diyetisyen Şükrü Can Gülşen, günlük yaşamda sıkça tüketilen kafeinin hem olumlu hem de olumsuz etkileri üzerine önemli uyarılarda bulundu.
Fazla kafein tüketimi asabiyete neden olabiliyor!
Gülşen, özellikle bilinçsizce tüketilen yüksek miktardaki kafeinin ruhsal dengesizliklere ve fizyolojik sorunlara yol açabileceğini vurguladı.
Kafein nedir?
Kafein, beyin ve sinir sistemini uyararak aktivitesini artıran doğal bir alkaloid olarak tanımlanıyor. Kakao, çay, kahve, kola ve enerji içecekleri gibi 60’tan fazla bitkisel kaynakta bulunabilen kafein, merkezi sinir sistemi üzerinde etkili olduğu için zindelik hissi verir.
Faydaları kadar riskleri de var
Günde 300 mg’a kadar kafein alımının sağlıklı bireylerde genel olarak sorun teşkil etmediğini belirten Gülşen, "Kafein, kandaki oksijen taşınımını hızlandırarak beyin fonksiyonlarını destekler, konsantrasyonu artırır, baş ağrısına iyi gelir ve yağ yakımını destekler" dedi.
Ancak Gülşen’e göre kafeinin fazlası zarar: "Aşırı kafein tüketimi uykusuzluk, tansiyon dalgalanmaları, mide rahatsızlıkları, anksiyete nöbetleri, baş ağrısı, sinirlilik hali, vitamin-mineral eksiklikleri ve kalp ritim bozukluklarına neden olabilir."
Çocuklar ve yaşlılar için daha dikkatli olunmalı
Diyetisyen Gülşen, çocukların büyüme çağında olduğu için kafeinden uzak durmaları gerektiğini, yaşlı bireylerde ise kalp ve solunum sorunları riskine karşı kafein tüketiminin sınırlandırılması gerektiğini söyledi.
Kafein bağımlılığı ve yoksunluk belirtileri
Kafein bağımlılığı da önemli bir konu. Uzun süreli yüksek tüketim sonrasında kafein alımı aniden kesildiğinde kronik baş ağrısı, el ve dudaklarda titreme, kalp ritim bozuklukları, tansiyon yükselmesi ve sıvı kaybı gibi yoksunluk belirtileri ortaya çıkabiliyor.
Uzmanlar, kafein tüketiminde ölçülü olunması ve bireysel sağlık durumuna göre alışkanlıkların gözden geçirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler