



Orhan Arslan’ın "Süt Tozunun Getirdiği Esaret" isimli köşe yazısı;
"Süt Tozunun Getirdiği Esaret"
Yaşı bizim gibi ilerlemiş olanlar, çocukluk çağlarında; süt tozundan nasibini almış olanlardır.
Ders aralarında öğretmenler kontrolünde; süt tozundan yapılmış su içirilirdi. ABD yardımı...
Okullarda, Zorla içirilen, Süt tozu; kimilerinin bünyesi tarafından kabul edilmediği için; kimi zaman girdiği yerden, zorlanarak geri çıkardı. Okul lavaboları, zorlanarak boşalan süt tozu artığının, pis kokuları ile dolardı.
İşte, taa, o zamandan ABD yardımı olan bu uygulamayı, Bazı insanımızın bedeli kabul etmiyordu.
Bazılarına ise; düğün, bayram gibiydi…
Bugünde öyle, ABD yardımı, bazılarına düğün, bayram…
Aradaki fark; mide meselesi…
Dayatma, baskı uygulama Batının diğer adıdır. Afrikayı sömürmeye devam ediyorlar...
Aynı yardım anlayışını, temsil eden zihniyetteki, gelişmiş ülkeler; bugün bazı devletler tarafından ablukaya alınmış ve hiçbir yardım gitmeyen, mazlum insanların bulunduğu abluka altındaki yerlere; kör ve sağır… İlaç bile, göndermiyorlar. İnsanlar açlıktan ölüme terk ediliyor.
Süt tozu onlar için; gerekli değil mi?
Açlıktan bir insanın ölmüş olduğu, Dünya; ne kadar medenidir? Hala köleliğin aleni olarak, dolaylı olarak yapıldığı; bir dünyadan bahsediyoruz.
Sömürü kazancı birincil maddi kaynakları olan, gelişmiş ülkeler; sofralarından artan çöp durumundaki yemek artıklarının bile; sömürdükleri ülkelere gitmelerinden rahatsızlar…
Onlar için, bedeninden, aklından, fikrinden yararlanamadığı bir kölenin, ölmesi; daha geçerli olan bir durumdur.
O nedenle; milyonların ölmesinin onlar için, bir anlamı yoktur.
Hala, geri kalmış ülkelerin insanlarını, kobay olarak kullanan, bu gelişmiş ülkelere; hayranlıkla bakanların hallerine acırım. Şehirlerindeki bir kaldırım taşı için, bile; kaç tane insan bedeninin yok edildiğinin hesabının yapılması, gerektiğine inanıyorum.
Sağlık alanındaki kobay kullanımında; ne kadar insanın bedeni kullanılmıştır? Belli değil…
Afrika gibi geri kalmış ülkelere, bu kullanımın alt yapısı gibidir...
Avusturalya´ya yerleşmek için, yaptıkları katliamı sergileyen kanıtlar; kendi anı defterlerindeki fotoğraflardır. Öldürülen insanların başlarının önünde çekilmiş fotoğraflar… Kuzey Afrika´ da yapılan soy kırımlar, hala hafızlarda canlılığını korumaktadır.
Batı budur. Hiç değişmeyecektir. Onlardan medet uman insanlar, ise; aklını yitirmiş zavallılardır.
O yıllarda ABD yardımı olarak, bizlere sunulan süt tozu içirilmesi, garip bir uygulamadır.
Gerçi sonradan içirilen bu süt tozlarının neticeleri; fitil, fitil burnumuzdan getirilmiştir. İhtilaller, enflasyonlar, devalüasyonlar, bizleri Musul ve Kerkük petrollerinin, kontrol edilmesinden uzaklaştırmalar…
Irak´ın işgalinde kendisi de, bir bayan olan; eski ABD dış işleri bakanı ne demişti hatırlayalım. ´´Irak´ta 500 bin çocuk öldürdük. Zafer için gerekliydi. Buna değdi´´ Evet bu açıklamalar, onlara aittir.
Bağımsızlığımıza gölge düşürme çabaları…
En önemlisi, beyin göçü ile; elimizden, alınan akıllar…
Evet, süt tozu neleri getirdi, neleri götürdü… Neleri götürmeye devam ediyor…
Bugün açlıktan ölen insanların olduğu abluka altındaki yerlere; süt tozu bile, göndermediklerine göre, oralardan beklentileri kalmamıştır…
Bizim merak ettiğimiz bir konu da; şudur. Acaba, süt tozu ile beslenen insanımızın bazıları; süt tozu ile bedenlerini beslerler iken; ruhlarını da mı, beslediler? Bugün ABD´ YE GÖBEKTEN BAĞLI GİBİ DAVRANMAKTADIRLAR. MERAK ETTİM...
Ülkemiz insanı, umarım bu tür davranışlarla, artık karşılaşmaz… Dostunu ve Düşmanını iyi tanır...
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler