

Ergenlik dönemi, bireyin sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal olarak da büyük bir dönüşüm geçirdiği, kimlik arayışının yoğunlaştığı bir evre.
Ergenlik dönemindeki aşırı sinirlilik! Bir isyan değil! Bir mesaj!
Psikolog Eren Boz, ergenlikte sıkça karşılaşılan sinirlilik ve öfke patlamaları hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Boz’a göre, bu dönemde gençler kim olduklarını keşfetmeye çalışırken aynı zamanda çevrelerinden gelen baskılarla da baş etmeye çalışıyor. Bu durum, zaman zaman ani öfke patlamaları, tahammülsüzlük, huzursuzluk ve aşırı sinirlilik şeklinde dışa vurulabiliyor. “Sinirlilik, bastırılması gereken değil, anlaşılması gereken bir sinyaldir” diyen Psikolog Eren Boz, bu davranışların çoğunlukla bastırılmış duyguların bir yansıması olduğunu ifade ediyor.
Hormonal değişimler, kimlik arayışı ve çatışmalar tetikliyor
Ergenlik sürecinde yaşanan hızlı hormonal değişimlerin duygusal dengeyi etkileyebileceğini belirten Boz, bu süreçte gençlerin hem fiziksel görünümleri hem de duygusal tepkileri konusunda kaygı yaşayabildiğini söyledi. “Ben kimim?” sorusunun yoğun biçimde hissedildiği bu dönemde, gençlerin özgürlük ve bağımsızlık arayışına girmeleri ebeveyn ve otorite figürleriyle çatışmaları da beraberinde getirebiliyor.
Depresyon ve kaygı da sinirliliğin sebepleri arasında
Psikolog Eren Boz, ergenlik çağının aynı zamanda bazı psikolojik rahatsızlıkların ilk belirtilerinin görüldüğü dönem olduğuna dikkat çekiyor. Depresyon, kaygı bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite gibi sorunlar; sinirlilik, içe kapanma ve huzursuzlukla kendini gösterebiliyor. Özellikle depresyon, gençlerde öfke formunda dışa vurulabiliyor.
Çevresel baskılar da etkili
Sınav stresi, okul baskısı, akran zorbalığı, sosyal medya etkisi gibi dış faktörler, gençlerin iç dünyasını daha da karmaşık hale getiriyor. Sosyal kabul görme arzusu ve başarısızlık korkusu gibi duygularla baş edemeyen ergenler, bu duyguları öfke olarak dışa vurabiliyor.
Ebeveynlere önemli görev düşüyor
Bu süreçte ebeveynlerin yapıcı ve anlayışlı bir tutum sergilemesinin önemine değinen Boz, “Yargılamadan dinleyen, duyguyu kabul eden ve davranışa sınır koyan bir ebeveyn, ergenin duygularını sağlıklı ifade etmesine yardımcı olur” dedi. Özellikle profesyonel destek alınmasının, aile içi iletişimi güçlendirmek ve süreci daha sağlıklı yönetmek adına önemli bir adım olduğuna vurgu yaptı.
Psikolog Eren Boz, sözlerini şu cümlelerle tamamladı:
“Ergenlik döneminde gençlerin en çok ihtiyaç duyduğu şey cezayla susturulmak değil; duygularını anlamaya çalışan, yanında güvenle durabilen bir yetişkindir. İlişki ne kadar anlayışlı, tutarlı ve destekleyici olursa; genç de kendini tanıma ve ifade etme konusunda o kadar güçlü olur.”
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler

