DOLAR 32,3332 % 0.24
EURO 35,0919 % -0.13
STERLIN 40,9232 % -0.23
FRANG 35,7155 % 0
ALTIN 2.301,21 % 1,04
BITCOIN 2.281.749 0.271

“Caydırıcı Tedbirler Alınmalı”

Yayınlanma Tarihi : Google News
“Caydırıcı Tedbirler Alınmalı”

2019-2020 eğitim ve öğretim yılının başlaması nedeniyle sendika binasında basın açıklaması yapan Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Halil İbrahim Temiz, eğitim çalışanlarının yaşadığı sorunlara dikkat çekti.

Halil İbrahim Temiz Eğitim Çalışanlarının Yaşadığı Sorunlara Dikkat Çekti

En önemli problemlerin başında eğitimcilere yönelik şiddetin geldiğini ifade eden Başkan Temiz, “Eğitimcilere yönelik şiddet engellenmeli, caydırıcı tedbirler alınmalıdır. Bu şiddet sarmalına karşı eğitim çalışanlarını koruyacak, şiddete karşı caydırıcı yasal düzenlemeler yapılmalı, Bakanlık bu konuda sorumluluk üstlenmelidir” dedi.

Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Halil İbrahim Temiz, 2019-2020 eğitim ve öğretim yılının başlaması nedeniyle sendika binasında basın açıklaması yaptı.

Yeni eğitim-öğretim yılının eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümünün ötelendiği bir ortamda başladığını ifade eden Başkan Temiz, önemli değerlendirmelerde bulundu.

Eğitim çalışanlarının yeni eğitim-öğretim yılını sorunlarına duyarsız, çözüm önerilerine kayıtsız kalınmasının burukluğuyla karşıladığını kaydeden Başkan Temiz, “Toplu sözleşme masasının eğitim hizmet kolunda tek yetkili sendikası olarak, öğretmenlerden, akademisyenlerden, eğitim kurumu yöneticilerinden, üniversite idari personelinden, Millî Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra idari personelinden gelen, her biri eğitimin ayrı ve birden fazla sorununa çözüm olacak taleplerimizi masaya taşıdık. Bu taleplerimize kamu işvereni duyarsız kalmış, eğitim çalışanlarının sorunlarını çözme iradesini ortaya koyamamış, toplu pazarlık masası aracılığıyla sorunları çözme, eğitimin niteliğine katkı sunma imkanını heba etmiştir” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı´nın 2023 Eğitim Vizyonu çerçevesinde eğitimde değişim ve dönüşümü hedeflediğini sürekli olarak ifade ettiğini kaydeden Başkan Temiz, “Söz konusu hedeflerin gerçekleştirilebilmesi, köklü sorunlara kalıcı çözümler getirilebilmesi Bakanlığın sürdürülebilir politikalar benimsemesine bağlıdır. Değişim ve dönüşüm adımları sahadaki tecrübelerle, paydaşların görüşleriyle olgunlaştırılmadıkça meşruiyet tartışmasına maruz kalacak, isabet oranı yara alacaktır.

Anayasal ve yasal hakları kısıtlanmış sözleşmeli öğretmen istihdamı, öğretmen açığının kadrolu istihdam yerine ücretli öğretmenlik gibi insan haklarına ve çalışma ahlakına aykırı yöntemlerle giderilmeye çalışılması, kamu maliyesini denkleştirme aracı olarak eğitim bütçesinin kısılması, okullara yeterli ödenek verilmemesi nedeniyle aksayan eğitim hizmetlerinin yanında kaynak bulma baskısı altında okul yöneticisi ve öğretmenlerin velilerle bağış üzerinden karşı karşıya getirilmesi, atama ve yer değiştirme takviminin sorun çözmek kadar sorun üretmeye neden olması, ek ders esaslarındaki adaletsizlikler, eğitim çalışanlarına yönelik giderek artan yaygın şiddet, okullar açılırken çözüm bekleyen başlıca sorunlardır.  2019-2020 eğitim-öğretim yılı içerisinde bu sorunların çözülmesinin eğitimin geleceği, verimliliği ve niteliği açısından çok önemli olduğunun altını çiziyoruz” diye konuştu.

“SOMUT ADIMLAR ATILMALIDIR”

3600 ek gösterge vaadinin tüm eğitim çalışanlarını kapsayacak şekilde yerine getirilmemesi gerektiğine dikkat çeken Başkan Temiz, “Öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi konusunda siyasi irade tarafından verilen söz halen ortada durmaktadır. Yine gerek Cumhurbaşkanlığı ikinci 100 Günlük Eylem Planı´nda gerekse Millî Eğitim Bakanlığı 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi´nde öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi somut hedefler olarak ortaya konulmuştur. 11. Kalkınma Planı´nda ve 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi´nde öğretmenliğin bir kariyer mesleği olarak tanımlandığı/planlandığı dikkate alındığında, bir kariyer mesleği tanımlamasının gereği olarak da ek gösterge artışı gereklidir. Verilen sözlerin gereği artık yerine getirilmeli; eğitim çalışanları arasında meslek, görev, unvan ve yetki paralelinde bütün eğitim çalışanlarını kapsayacak, adil ve hakkaniyete uygun bir ek gösterge artışı konusunda somut adımlar atılmalıdır” ifadelerini kullandı.

“ÖZEL HİZMET TAZMİNATI ÖDENMELİ”

İstihdamda güçlük çekilen yerlerde teşvik sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Başkan Temiz, “Başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri olmak üzere, istihdamda güçlük çekilen yerlerde en büyük eğitim sorunu istikrarlı istihdamın sağlanamamasıdır. Eğitim çalışanlarına, zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapmaları hâlinde illerin mahrumiyet durumlarına göre ilave özel hizmet tazminatı ödenmelidir. İstihdamda zorluk çekilen bölgelerde kadro istikrarı sağlamanın yolu cebri uygulamalar değil, teşviki yöntemlerdir” ifadelerini kulandı.

“ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU BİR AN ÖNCE ÇIKARILMALI”

Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Temiz, konuşmasını şu ifadelerle devam ettirdi: “Ek ders esaslarındaki adaletsizlikler giderilmeli, ders ücretleri artırılmalıdır. Ek ders esaslarında ücret dengesizliğine ve mağduriyete neden olan hükümler, uzun bir zaman geçmesine rağmen değiştirilmemiştir. 2006 yılında köklü bir değişikliğe uğrayan ek ders esaslarında, değiştiği günden beri bazı adaletsizlikler devam etmektedir. Öğretmenlerin branşlarına göre ek ders ücretlerindeki adaletsizlik, okul türlerine göre yöneticilere verilen ve izahı mümkün olmayan ek ders ücreti farklılıkları ivedilikle giderilmeli, ek ders birim ücreti artırılmalıdır. Eğitim kurumu yöneticiliği liyakate dayalı, sürdürülebilir bir sisteme kavuşturulmalıdır. Eğitim kurumu yöneticiliği profesyonel bir meslek olarak tanımlanıp, münhasır kadrolar üzerinden kazanılmış hakların korunduğu bir düzlemde liyakat ve mesleki ilerleme ekseninde yeniden kurgulanmalıdır. Öğretmenlik Meslek Kanunu bir an önce çıkarılmalıdır.  Öğretmenlik mesleğinin bütün boyutlarını ele alacak, bütünsel bir yasal düzenlemeye dayalı bir Öğretmenlik Meslek Kanunu´na ihtiyaç vardır. Öğretmenlik mesleğinin bütün veçhelerini kapsayan sistematik bir düzenleme olmaksızın, çok parçalı yapı altında mesleğin statüsünün artırılarak niteliğinin geliştirilmesinin sağlanmasının mümkün olmadığı, meslek mensuplarının mesleği ifa süreçlerinin sürdürülebilir olmadığı görülmektedir. Öğretmenliğin profesyonel bir meslek olarak değerlendirilmesi ve mesleki standartlara kavuşması isteniyorsa, öğretmene destek niteliğinde, mesleki gelişimini ve özerkliğini sağlayacak bir meslek kanunu ivedilikle çıkarılmalıdır. Eğitimcilere yönelik şiddet engellenmeli, caydırıcı tedbirler alınmalıdır. Eğitim çalışanlarına yönelik şiddet olayları münferit eylemler olmaktan çıkmış, yaygın bir toplumsal sorun hâline gelmiş ve toplumun geleceği açısından vazgeçilmez olan eğitim öğretim hizmetinin yürütülmesini sekteye uğratacak dereceye varmıştır. Bu şiddet sarmalına karşı eğitim çalışanlarını koruyacak, şiddete karşı caydırıcı yasal düzenlemeler yapılmalı, Bakanlık bu konuda sorumluluk üstlenmelidir.”

“OKUL-VELİ İŞ BİRLİĞİNİ ZEDELEMEKTE”

Okulların ödenek ihtiyacının  karşılanarak yöneticilerle velilerin karşı karşıya getirilmemesi gerektiğini dile getiren Başkan Temiz, “İlköğretim kurumlarının Bakanlıktan ya da mahalli idarelerden doğrudan ödenek alamamaları; okul yönetimlerini kamu kaynaklarının ve bu kaynakları harekete geçirme mekanizmalarının yetersiz kalmasıyla velilerle karşı karşıya getirmektedir. Buna ilaveten okul yönetimlerinin bir yandan okullara bağış konusunda kamuoyu ve idare baskısı altında ve soruşturma tehdidi karşısında bırakılması, diğer yandan zorunlu cari harcamalar için kaynak bulma yükümlülüğüne sokulması, hem eğitim-öğretime zarar verip bu sorunu okullar arası başarı farklılığının bir unsuru hâline dönüştürmekte hem okul yöneticilerine yönelik hukuksuz, haksız ve adaletsiz uygulamalara ve mağduriyetlere kapı aralamakta hem de yönetici/öğretmen ile öğrenci velilerini karşı karşıya getirerek okul iklimini ve okul-veli iş birliğini zedelemektedir. Okulların kendi kullanımlarına sunulmuş herhangi bir ödenekleri olmadığı dikkate alındığında, zorunluluk arz eden mal ve hizmet alımlarının ne şekilde karşılanacağı sorunu halen izaha muhtaç olup çözüm beklemektedir. Bu nedenle, okul bazlı ödenek tahsisi yapılarak personel dışı cari harcamaların yönetilmesi için ödeneklerin doğrudan okul idareleri tarafından kullanılması sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı. (İrade)

Büyük Sivas Haber


YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.