Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, son günlerde yürütülen tartışmalara ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin resmi ve eğitim dilinin Türkçe olduğunu vurguladı.
Destici: “Türkiye’nin resmi ve eğitim dili Türkçe’dir”
Destici, “Bir ülkede birden fazla dile eğitimde resmî nitelik kazandırmak, o memlekette birden fazla siyasî otorite, birden fazla egemenlik ihdas etmek, egemenliğin parçalanmasını meşrulaştırmak demektir. Türkiye’nin resmi ve eğitim dili Türkçe’dir. Resmî kurumlarda Türkçenin tek dil olması, bu milletin birliğinin güvencesidir. Bunun tartışmaya açılması bile ihanettir” dedi.
“Terör örgütü siyasetin merkezine çekilmek isteniyor”
Destici, terör örgütü PKK ve siyasi uzantılarının açıklamalarına değinerek, “Öcalan ile görüşülmezse yol alınamaz” şeklindeki sözlerin bir tehdit ve tuzak olduğunu söyledi. PKK’nın hiçbir ayrılıkçı hedefinden vazgeçmediğini, halen elinde silah tuttuğunu belirten Destici, “Devletin görevi, örgütün talepleri doğrultusunda geçiş hukuku inşa etmek değildir. Bu yaklaşım egemenliğin tavizle aşındırılması demektir” ifadelerini kullandı.
“Devlet aktörleri üzerinde baskı kuruluyor”
Son günlerde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a yönelik eleştirilerin dikkat çekici olduğunu belirten BBP lideri, “Kim PKK’nın anayasal taleplerine mesafeli durursa hemen hedef tahtasına oturtuluyor. Medyada kim daha esnek davranırsa barış güvercini, kim kuralları hatırlatırsa savaş kışkırtıcısı diye gösteriliyor. Bu yöntem geçmiş çözüm sürecinde de izlendi, şimdi de aynı baskı mekanizması devreye sokuluyor” dedi.
“Kürtçe tartışmaları devlet iradesine tuzaktır”
Kürtçenin resmî statüye kavuşturulması tartışmalarına da değinen Destici, “Komisyondaki Türkçe dışı konuşma kurnazlığı sonrası, bugün hâlâ bazı çevreler Kürtçeyi insan hakkı kılıfıyla siyasete taşımaya çalışıyor. Bu masum bir tartışma değil, doğrudan devlet iradesini teslim alma operasyonudur. YPG/SDG denilen yapı, PKK’nın Suriye uzantısından başka bir şey değildir” dedi.
“Türkçe milletin birliğinin güvencesi”
Destici açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Bir ülkede resmen tanınmış eğitim-öğretim dili, o ülkenin egemenliğinin sembolüdür. Türkçe dışında bir dile eğitimde resmî statü verilmesi, egemenliğin parçalanması demektir. Ana dil elbette ki herkesin evinde, hayatında kullanacağı doğal bir haktır. Ama resmî kurumlarda Türkçenin tek dil olması bu milletin birliğinin güvencesidir. Bunun tartışmaya açılması bile ihanettir.”
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler