

Referandum süreci doğal temposunu yakalamış durumda. Mitingler, toplantılar, ziyaretler, sesi neredeyse sonuna kadar açılmış, sokak, sokak gezen araçlar… Kim daha iyi sistemi anlatırsa sandıktan o yönde bir karar çıkacak. Tabi bu süreçte de dilden çıkan her bir kelimenin, her bir sözün büyük önemi var. Bunun olumsuz anlamda en iyi örneğini geçenlerde Kılıçdaroğlu vermişti. Ve kırıklarla, çıkıklarla dolu bir potda yine Chp kanadından Deniz Baykal’dan geldi. Trabzonda katıldığı bir toplantıda Cumhurbaşkanına verilecek yetkiyle ilgili konuşurken çıtayı baya bir yükseğe çıkarttı. Daha önce Chp Milletvekili İlhan Kesici “ bu yetkileri evliyaya verseniz yoldan çıkar” demiş ve fitili ateşlemişti. Baykal madem fitil yandı bari bende bombayı patlatıyım dedi ve “Dünyada yok böyle bir uygulama. Türkiye’de niye olsun? Yani ben imkânsızlıkları siyaseten başarmış bir milletim. Gideceğim, ‘al sen beni yönet, istediğini yap’ diyeceğim. Olmaz böyle bir şey arkadaşlar. Beşer şaşar. Böyle bir yetkiyi peygambere versen peygamberi bozarsın.” şeklinde kendince “hayır” denilmesi için kitleyi ikna etmeye çalıştı. Biriside kalkıp demedi ki “kardeşim siz nasıl laiksiniz, niye din ile siyaseti birbirine karıştırıyorsunuz”.
Bu nasıl bir aymazlıktır, bu nasıl bir densizliktir, bu nasıl okumuş cahilliktir ve bu nasıl kendini büyük görmedir. Deniz Baykal sizedir sözüm, sadece milletin vekilisiniz(!), genel başkanlık yaptınız, bakanlık yaptınız, insanlara ahlaklı olun derken seks kasetiniz yüzünden koltuktan oldunuz. Normal şartlarda daha doğrusu normal bir insan bu ahlaksızlık yüzünden sokağa çıkamaz, insanların yüzüne bakamaz ama siz maşallah sanki o kaset benimmiş gibi hiç aldırış etmeden mecliste oturmaya devam ediyorsunuz. Yani daha doğru düzgün bir yetkiniz yokken bozulmuşluğun, kokuşmuşluğun zirvesine adınızı yazdırmışsınız ama iş daha iyi bir sisteme geçilsin noktasına gelince diliniz beyniniz ve ahlakınıza küsmüş peygamberlere dil uzatıyorsunuz. İnsanlık tarihinin yanına birde peygamberler tarihi ve tarifi kitaplarını alıp hem size hem de Chp’ye göndermek lazım.
Bugüne kadar dine hep mesafeli duran Chp bu iddiaların asılsız olduğunu söylemişti ama uygulamalara ve söylemlere bakılınca değişen bir şeyin olmadığını görüyoruz. Son dönemde yapılan bazı uygulamalar daha halktan ve devletten yana olsa da bu stratejinin 16 Nisan akşamı biteceğinden ve Chp’nin özüne döneceğinden adım gibi eminim.
Gerek vekilleriyle, gerek kendileri gibi düşünen köşe yazarlarıyla ve sözde aydınlarıyla iktidara destek verenleri cahillikle, eğitimsizlikle ve gelişmemekle suçlayıp duruyorlar. Oysaki insanlar okudukça yakın tarihinin zulümlerini ve bunu yapanların kim olduğunu görüyor ve halkın yanında olanlara ve dili gerçeği söyleyenlere yaklaşıyor. Sipariş edilip yazılan resmi tarihimizin yamaları artık tutmuyor. Ve bu yamalardan dökülen gerçekleri söylemeye başladığınızda ya karşınızda ki kişi sizi dinlemiyor ya da sizin beyninizin yıkandığını söyleyerek sıvışıyor. Sıvışsalar da, bu yamaları sıvamaya çalışsalar da, insanların aydınlandığını ve uyutmak üzere kurulmuş sistemin prangalarından kurtulup kitleler halinde uyanmaya başladıklarını görmüyor, görmek istemiyorlar.
Memlekette bazıları ağzını doldurarak ALLAH’a ve Peygamberlerine her istediklerini söylüyor, hakaret edebiliyor ama karşılığında herhangi bir ceza-i müeyyideyle karşılaşmıyorlar. Ama kanunların neyi, kimi, neleri koruduğunu herkes çok iyi biliyor. Gerçi ben hakaret edilsin demiyorum. Ancak şu yamalardan dökülen gerçeklerde konuşulsun istiyorum. Bir insan kendi tarihinin tüm gerçeklerini bilmezse yalanlarla kendini avutur, bağımsızım diye haykırır ama isteyen her devlet sana posta koyar ve sen gelişme yerine, yerinde saymaya devam eder, ne kendi savunma sanayini geliştirebilirsin ne de üreten bir ülke haline gelebilirsin.
Artık herkes farkına varmalı bu ülkenin artık gelişmesine, büyümesine, üretmesine ve dünyada hak ettiği yere gelmesine kimse engel olamaz. Avrupa ülkelerinin bize cephe alması, Avrupa Birliğine alınmama ya da hemen sınırlarımızdaki karmaşa da bizleri durduramaz. Parlamenter sistemin hızımızı yaşattığını daha iyi anlıyor ve görüyoruz. Yeni sistem gelip hareket başladığında bu gelişimi ne Kılıçdaroğlu durdurabilir ne de içimizde ki hain ve düşmanlar hatta çene prostatı olup, insanların kutsalına dil uzatanlar…
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler

