

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Akşener'den Erdoğan'a "Bostan korkuluğu musun, kendine gel"
Akşener konuşmasında Sinan Ateş cinayetine değinerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sert tepki gösterdi. "Sen bostan korkuluğu musun Sayın Erdoğan? Kendine gel" diyen Meral Akşener, "Bu nasıl bir yargı sürecidir? Bu nasıl bir hukuk devletidir?" diye sitem etti.
İktidara Sinan Ateş cinayeti tepkisi
Bildiğiniz üzere, 30 Aralık Cuma günü Başkent Ankara’mızın göbeğinde gencecik bir akademisyenimize, Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’e karşı aşağılık bir suikast düzenlendi. Daha önce de bu kürsüden dile getirdiğim gibi, ilk günden beri yakından takip ettiğim bu elim olaya Ateş ailesinin talebi üzerine siyaseti bulaştırmak istemedim. Güvenlik güçlerimizin olayın aydınlatılması için ellerinden geleni yapacağına inandım. Bengisu ve Banu Çiçek kızlarımızın göz yaşlarının yüzü suyu hürmetine, devletin devletliğini, yargının da sorumluluğunun gereğini yapmasını bekledim. Ancak suikastin üzerinden geçen 26 günün ardından görüyorum ki; bu olay artık aileyi aşmış ve devlet yönetiminde ciddiyetin ne denli kaybolduğu bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Ülkemizde can güvenliğinin hukukun ve adaletin ne denli tahrip edildiği bir kez daha karşımıza çıkmıştır. Devletin dört bir yanını saran mafyalar, simsarlar, tefeciler, uyuşturucu kaçakçıları gün gibi ortalığa saçılmıştır. Düşünebiliyor musunuz? Aşağılık suikastin üzerinde birçok soru işareti varken toplum vicdanı atılan her şaibeli adımla yara alırken; milletimiz, devletini topyekûn göreve çağırırken; adım atan tek bir makam bile yok! Yazıklar olsun!
"Sen bostan korkuluğu musun Sayın Erdoğan? Kendine gel!
Sayın Erdoğan! O hâlde, ben de sana soruyorum: Senin yönettiğini iddia ettiğin ama belli ki yönetemediğin bu devletin içinde neler dönüyor? Söyler misin bu nasıl bir ciddiyetsizliktir? Bu nasıl bir yönetim boşluğudur? Bu nasıl bir lakaytlıktır? Hani Dicle'nin kenarında kurdun kaptığı koyun bile senin mesuliyetin altındaydı?... Madem öyle mesuliyet senin Sayın Erdoğan! Dicle’nin kenarında değil, başkentin göbeğinde aşağılık bir suikastle bir vatan evladına kıydılar! Üstelik bunu, herkesin gözü önünde yaptılar! Ve şimdi de devletin gücünü kullanarak gerçek failleri örtbas etmeye çalışıyorlar! Her zaman olduğu gibi yine savcılar değişiyor! Her zaman olduğu gibi yargı yine bir sopa olarak kullanılıyor! Her zaman olduğu gibi yine bir katil dışarıda geziyor! Sen bostan korkuluğu musun Sayın Erdoğan? Kendine gel! Bu nasıl bir yargı sürecidir? Bu nasıl bir hukuk devletidir? Bu nasıl bir devlet yönetimidir?Biliyorum, sen kerim devlet anlayışımızdan nasibini alamadın. Görüyorum, milletimizden de koptun gittin. Ama artık maneviyatını da mı unuttun Sayın Erdoğan? Vicdanını da mı unuttun? Ahireti de mi unuttun?
"Bengisu’ya, Banu Çiçek’e Ayşe Ateş’e borcun var sayın Erdoğan!"
Böyle bir cinayete kurban giden Allah muhafaza oğlunu, damadını düşün ve torunlarının o tabutların arkasında ağlayamadan gözleri kupkuru “Baba” diye bağrışını hisset. Hisset sayın Erdoğan! Bengisu’ya, Banu Çiçek’e Ayşe Ateş’e borcun var sayın Erdoğan! Seçmeninin senelerdir sana oy verip seni ayakta tutan seçmeninin yeğeninin katilini bulmak devlet başkanı olarak görevin sayın Erdoğan. Bu görevini yerine getireceksin Erdoğan. Ben başkasını bilmem Sayın Erdoğan, 2018’de yapılan seçimler sonrasında bu ülkenin tek hakini sensin Sayın Erdoğan, kanun da hukuk da adalet de sensin. Onun için diyorum ki sen bostan korkuluğu musun? Görevini yerine getir Erdoğan!
"(Sinan Ateş cinayeti) Gerçekler ortaya çıkana kadar, bu olayın peşinde olacağız!"
Şimdi bizim, bu rezalete susacağımızı, çevrilmek istenen dümenleri kabulleneceğimizi, Sinan Başkan’ı unutacağımızı zannediyorsan çok yanılıyorsun! Susmayacağız! Kabullenmeyeceğiz! Unutmayacağız! Gerçekler ortaya çıkana kadar, bu olayın peşinde olacağız! Bunu da böyle bilesin.
Ayrıca iktidarın, yalandan beslenen, yönetim anlayışı orman konusunda da kendisini gösteriyor. Bugün ülkemizde, ormanlarımızın azaldığı gerçeği bile gizleniyor. Mesela, bunun örneklerinden biri, neresi biliyor musunuz? İstanbul Havalimanı. Yanlış duymadınız. İnanabiliyor musunuz? İstanbul Havalimanı’nın olduğu bölge resmî kaynaklarda, hâlâ orman olarak gösteriliyor. Böyle bir rezalet olabilir mi? Böyle bir ciddiyetsizlik olabilir mi? Sonra, ahmaklık deyince kızıyorlar… Gerçekten ibretlik. İşte o nedenle biz, İYİ Parti iktidarında; Fiiliyatta azalan ormanlarımızı resmiyette artmış gibi gösteren bu kurumsallaşmış sahtecilikle sonuna kadar, mücadele edeceğiz. Her kurumda olduğu gibi Orman Genel Müdürlüğü’nün verilerinde de şeffaflık ilkemizi, süratle hayata geçireceğiz. Bu kapsamda; aşırı odun üretimini de, kontrol altına alacağız. Orman yönetim planlarının, üzerinde üretim yapılmasına, asla müsaade etmeyeceğiz. Üniversitelerle, işbirliği yaparak, orman varlığının, bozulmayacağı bölgelerde, endüstriyel plantasyon alanlarının, oluşturulmasını sağlayacağız. Böylece Doğal ormanlarımızın, yok edilmesine izin vermeyecek suni ormanlarımızı ise çoğaltacağız.
"Biz hazırız!"
Ak Parti iktidarının, 20’nci ve son yılında açık ve net olarak ortada duran, bir gerçek var. Bu gerçek artık, malımıza, canımıza, doğamıza sahip çıkamadıkları gerçeğidir. Bu gerçek; Artık, ülkemizi yönetemedikleri gerçeğidir. Bu gerçek; Ak Parti’nin artık, devletimizin sırtında, kambur; milletimizin ayağında, diken; ülkemizin de, önünde engel olduğu gerçeğidir. Peki bu tablo karşısında, Türkiye çözümsüz mü? Elbette değil! Türkiye çaresiz mi? Elbette değil! Devletimiz sahipsiz mi? Elbette değil! Milletimiz kimsesiz mi? Elbette değil! Artık biz varız! Artık İYİ Parti var! Biz buradayız! Milletimizin dertlerine, getirdiğimiz çözümlerimizle, biz hazırız! Ülkemizi, hak ettiği lige taşıyacak, projelerimizle, biz hazırız! Zengin, güçlü ve mutlu bir Türkiye vizyonumuzla, biz hazırız! Bu büyük vizyonu, hayata geçirecek, liyakatli kadrolarımızla, biz hazırız! Atatürk'ümüzden aldığımız, ilhamla; Cumhuriyet değerlerimizden aldığımız, feyzle; Milletimizin, kutlu iradesinden aldığımız, güçle; biz hazırız!
14 Mayıs yorumu: Bu bariz bir biçimde erken seçimdir
Yalnız belli ki Sayın Erdoğan da, durumun farkında… O yüzden, bu kadar korkuyor. O yüzden, uykuları kaçıyor. O yüzden, bileğinin hakkıyla alamayacağı seçimi; küçük hesaplarla, mini çakallıklarla, zihni sinir dümenlerle ve kendince sevimli kurnazlıklarla alabileceğini zannediyor… Biliyorsunuz, Sayın Erdoğan, seçim tarihini, 14 Mayıs olarak açıkladı. Yani, yine bir erken seçim yaşayacağız. Her ne kadar kendisi; 'Erken seçim demeseeek…', 'seçimi öne almak deseeek…', 'seçim tarihini, güncellemek deseeek…' diyerek, oldukça gülünç bir biçimde, lafı çevirmeye çalışsa da; bu, bariz şekilde, bir erken seçimdir! Peki, bugüne kadar biz ne zaman 'bir an önce, seçim kararı açıklayın' desek, ‘seçim vaktinde olacaktır' diye bize nutuk atanlar neden şimdi seçimlere bu kadar az bir süre kala erken seçim kararı aldılar biliyor musunuz? Çünkü, gençlerden korkuyorlar! Çünkü gençlerin oy kullanmasından korkuyorlar! Çünkü gençlerin onları sandığa gömeceklerini çok iyi biliyorlar! Okulların açık olduğu bir zamanda hatta sınavların olduğu bir döneminde seçim yapmak demek; Gençlere, 'oy kullanmayın' demektir! Bu kadar basit.
Akşener, "Seferberlik başlatıyoruz" diyerek duyurdu: Başvuru gününü kaçıran gençlerimizin ikametgâhlarının bulunduğu şehirlere ücretsiz olarak götürülmelerini, oy kullandıktan sonra da geri getirilmelerini sağlayacağız
İktidar, şunu çok iyi biliyor ki öğrencilerimizin birçoğunun ikametgâhı, okuluyla aynı şehirde değil… Yani seçim için memleketlerine dönmek zorundalar. Üstelik, birçok öğrencimizin de, oy kullanmak için, memleketlerine gidip, geri dönecek, durumu yok… Ne aileleri, ne de kendileri, otobüs biletini bile, karşılayacak güce sahip değil… Sevgili gençler! Kimse merak etmesin! Artık biz varız. Biliyorsunuz, İYİ Parti olarak bizim için bu tip tezgâhları bozmak, özel bir ilgi alanı… Kurulduğumuz günden beri hamdolsun uzmanı olduk. Ve her zaman olduğu gibi, evelallah, bu tezgahı da bozacağız. Gençleri, görmezden gelerek, susturarak, yok sayarak plan yapanların planlarının tamamını boşa çıkartacağız! Cumhuriyetimizin esas sahibi gençlerimizin en kutsal haklarını kullanmaktan mahrum bırakılmasına asla müsaade etmeyeceğiz! İşte bu nedenle, İYİ Parti Gençlik Politikaları olarak bir seferberlik başlatıyoruz! İster şehir içinde, ister şehir dışında otursunlar, fark etmeksizin gençlerimizin bulundukları şehirlerde oy kullanabilmeleri için atmaları gereken adımlara yapmaları gereken başvurulara dair onları tek tek bilgilendireceğiz. Gerekirse, kapı kapı dolaşacak her bir gencimizin oyunu kullanması için tüm gücümüzle çalışacağız! Eğer ki, başvuru gününü kaçıranlar olursa da hangi siyasi düşünceden olduğunun, hangi partiye oy vereceğini sormadan, sorgulamadan ikametgâhlarının bulunduğu şehirlere ücretsiz olarak götürülmelerini, oy kullandıktan sonra da geri getirilmelerini, İYİ Parti olarak, biz sağlayacağız!"
Büyük Sivas Haber
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler

