Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi, ilişkilerde sağlıklı bağlanmanın yalnızca sevgiyle değil, bireysel farkındalık, sınır bilinci ve duygusal çabayla mümkün olduğunu belirterek önemli açıklamalarda bulundu.
“Biz” olmak birbirine değil! Gerçeğe temas etmektir!
Kanizi, “İlişkiler, insanların kendilerine dair en çıplak halleriyle karşılaştıkları aynalardır. Çoğu zaman birlikte olmak sandığımız şey, yalnız kalmamak için verilen bir mücadeleye dönüşür” diyerek, ilişkilerin temelinde yer alan psikolojik süreçlere dikkat çekti.
“Uyum taklidi, sessiz tükenişin başlangıcıdır”
İlişkilerde en sık karşılaşılan hatalardan birinin, uyum sağlama uğruna bireyliğin silinmesi olduğuna değinen Psikolog Kanizi, “Taraflardan biri ya da her ikisi, ‘sorun çıkmasın’ diye benliğini küçültür, ihtiyaçlarını erteler, sınırlarını esnetir. Bu süreç zamanla bir ilişki değil, içinde kaybolunan bir kalıba dönüşür” ifadelerini kullandı.
Kanizi, gerçek uyumun, iki bireyin kendi hakikatinden vazgeçmeden yan yana durabilmesiyle mümkün olacağını vurguladı.
“Sevgi tek başına yetmez; emek, zaman ve duygusal farkındalık gerekir”
Psikoterapiye başvuran çiftlerden sıkça duyulan “Birbirimizi çok seviyorduk ama yürümedi” cümlesini örnek veren Kanizi, sevginin bir başlangıç olduğunu ama sürdürülebilir bir ilişki için yeterli olmadığını belirtti.
“İlişki, ancak taraflar duygusal olarak birbirini görebildiğinde; ihtiyaçları tanıyıp yük almadan yanında durabildiğinde büyür” diyen Kanizi, bu yetinin zamanla ve emekle geliştiğini, sabır, dürüstlük ve içsel yüzleşmeyi de gerektirdiğini söyledi.
“Biz olmak, psikolojik bir yeterliliktir”
“Biz” olmanın romantik bir söylem değil, psikolojik bir gelişim düzeyi olduğunu belirten Psikolog Kanizi, bu durumu şöyle tanımladı:
“İki insanın farklılıklarıyla birlikte var olabilmesi, ihtiyaçlarını birbirine dayatmadan ama saklamadan ifade edebilmesi ve bazen ayrı düşmeyi göze alarak sahici bir bağ kurabilmesi demektir. Bu da ancak bireyliğini koruyabilen, geçmiş travmalarının farkında olan ve kendi sınırlarını bilen bireylerle mümkündür. Kendini bilmeyen, sağlıklı bir ‘biz’ kuramaz.”
“Gerçek bağ, birbirine sığmakta değil; birbirine yer açmakta başlar”
Son olarak ilişkinin temelindeki gerçek bağın, iki insanın birbirine sığmaya çalışmasıyla değil; farklılıklarına rağmen birbirine yer açmasıyla kurulacağını vurgulayan Kanizi, şu ifadelerle konuşmasını sonlandırdı:
“Ve işte o noktada ilişki bir zorunluluk değil, bir seçime dönüşür. Kökü derine inen, yüzeydeki fırtınalardan korkmayan bir bağ kurulur. Bu bağ sadece sevgiyle değil; bilinçle, çabayla ve karşılıklı ruhsal farkındalıkla filizlenir. Bir ilişkide asıl mesele sevmek değil; birlikte kalırken hem kendine hem diğerine sadık kalabilmektir.”
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler