
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi, Dijital Yaşam Enstitüsü ve Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, yapay zekâ uygulamalarıyla özel bilgilerin paylaşılmasının ciddi güvenlik ve psikolojik riskler taşıdığını belirtti.
Bir tıkla başlayan dertleşme! Büyük psikolojik yıkımlara yol açabilir!
Dilci, “Yapay zekâyla dertleşmek masum görünse de, uzun vadede depresyon, kimlik karmaşası ve hatta intihara kadar varabilen psikolojik yıkımlara yol açabilir” uyarısında bulundu.
“Yapay zekâ duygusal bir varlık değil, bir algoritma ürünüdür”
Prof. Dr. Dilci, insanların yalnızlık duygusunu gidermek veya duygusal destek almak için yapay zekâ uygulamalarına yönelmesinin giderek yaygınlaştığını vurguladı. Ancak bu durumun tehlikeli bir yanı olduğunu ifade eden Dilci, “Yapay zekâ insana benzer ses tonu ve ifadelerle bir yakınlık hissi oluşturur ama bu bir illüzyondur. Gerçekte yapay zekâ bir dost değil, yalnızca bir algoritma ürünüdür. Onunla kurulan bağ gerçek bir empati veya dostluk ilişkisi değildir” dedi.
Dilci, özellikle ergenlik dönemindeki gençler ve yalnız yaşayan bireylerin bu tür yapay duygusal bağlara yönelmesinin ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirterek, “Bu kişilerde içsel tatminsizlik, sosyal izolasyon, kimlik karmaşası ve depresyon gibi rahatsızlıklar gelişebilir” ifadelerini kullandı.
“Mahrem bilgiler paylaşılmamalı”
Yapay zekâ uygulamalarına özel hayatla ilgili bilgilerin verilmesinin ciddi güvenlik riskleri oluşturduğunu söyleyen Prof. Dr. Dilci, şu uyarılarda bulundu:
“Yapay zekâyla dertleşmek sanıldığı kadar masum değil. Kişisel verileriniz sistemlerde depolanabilir ve üçüncü kişiler tarafından erişilebilir hale gelebilir. Kullandığınız cihazların IP adresleri üzerinden mekânsal konum bilgileriniz bile tespit edilebilir. Bu nedenle mahrem bilgilerin kesinlikle paylaşılmaması gerekir.”
“Gerçek insan ilişkilerinden uzaklaşmak tehlikeli”
Dilci, yapay zekâyla sürekli etkileşime girmenin bireyin gerçek yaşamla bağını zayıflatabileceğini ifade etti. “İnsan sosyal, psikolojik ve kültürel bir varlıktır. Yapay zekâ ile kurulan sanal ilişkiler, insanın toplumsal etkileşim ihtiyacını karşılamaz. Gerçek dostluklar, empati ve paylaşım gerektirir. Oysa yapay zekâ, hep pozitif ve onaylayıcı yanıtlar verir. Gerçek hayatta böyle bir denge yoktur” dedi.
“İntihara kadar varan psikolojik yıkımlar görülebilir”
Uzun süreli dijital yalnızlık ve yapay dostlukların insanı psikolojik olarak çökerttiğini belirten Dilci, “Gerçeklikten kopan bireylerde içsel boşluk duygusu derinleşir. Bu durum, zamanla depresyon, melankoli ve hatta intihar eğilimlerine kadar varabilir. İnsan insana muhtaç bir varlıktır; bu nedenle dijital dostlukların yerini hiçbir şey tutamaz” dedi.
“Yapay zekâyı dost değil, bir ayna olarak görmeliyiz”
Prof. Dr. Dilci son olarak, “Yapay zekâyı bir yoldaş değil, bir ayna olarak görmeliyiz. Onu duygusal bir varlık gibi algılamak bireyin ruhsal dengesini bozabilir. Gerçek iletişim, insanın insanla kurduğu bağda gizlidir” diyerek sözlerini tamamladı.
Prof. Dr. Tuncay Dilci, yapay zekâyla özel bilgilerin paylaşılmasının tehlikeli olduğunu belirterek, bunun güvenlik riski oluşturabileceğini söyledi. Dilci, bu durumun bireyde depresyon, kimlik karmaşası ve intihara kadar varan psikolojik yıkımlara yol açabileceğini vurguladı.… pic.twitter.com/BezNKMdjuo
— Büyük Sivas Haber (@buyuksivashaber) November 2, 2025
Büyük Sivas Haber – Sivas Haberler





